Kuzey yarımkürede en uzun gün, 21 Haziran…Yaz gündönümü olarak adlandırılıyor çünkü Kuzey yarımkürede coğrafî olarak yaz başlıyor. Güney yarımkürede ise kış başlıyor. Dünyamız ve sistemi harika değil mi? İlkokul yıllarımda öğretmenimiz “…bazı ülkelerde yılın belli dönemlerinde gün hiç batmaz, yani karanlık çökmez…” dediğinde çok merak etmiştim nasıl olduğunu. Deneyimlemek ise yıllar yıllar sonra nasip oldu.
Helsinki hep merak ettiğimiz şehirlerdendi. Grigory Petrov’un Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabını okuduğum yıllardan öğretmenlik yaptığım yıllara değin hep bir Finlandiya örneği vardı gözümüzün önünde. Birkaç yıl önce hadi İskandinav ülkelerine gidelim bu tatilde dediğimizde 21 Haziran Yaz Gündönümü’nde yani onların deyişiyle Midsummer’da orada olacağımızı söyleseler inanamazdım…Çünkü yılın bu zaman diliminde O ülkelerde “Beyaz Geceler” yaşanıyor yani gün hiç batmıyor. Bunu okuduğumda inanamamıştım doğrusu ama yaşayınca inandım:) Gerçekten gün hiç batmıyor. Hani akşamüstü henüz lambayı açmaya gerek olmadığı o zaman dilimi var ya işte öyle oluyor akşam saat 23:30 24:00 gibi 🙂 Harika bir deneyimdi doğrusu…

Midsummer’ın Helsinki özelinde tüm İskandinav ülkelerinde özel bir zaman dilimi olarak kutlandığını oraya gitmeye karar verene kadar bilmiyordum. Yine de gidip görene kadar tam olarak anlayamamışım. Gittiğimizde henüz sabahın erken saatleriydi ve iskele tarafına bir sahne kuruluyordu. Her yerde yeşil yapraklı ağaç dalları ve çiçeklerle süslemeler vardı. Explanadi parka giderken, pazarı geçtikten sonra, bir orta alanda çiçekli stantlar ve etrafında kültürel kıyafetlerini giymiş, saçlarına çiçekli bantlar takmış genç kız ve erkekler vardı. Yürürken aramızdan yine folklorik kıyafetlerini giymiş ileri yaşlardaki hanım ve beyler de geçiyordu. Merakımızı çekmişlerdi ama tam olarak anlayamamıştık “…heralde bir çeşit bayramları var…” diyorduk birbirimize.
İskeleden Unesco tarafından Dünya Mirası olarak tanımlanmış Suomenlinna adasına gitmek için biletimizi aldık ve orayı gezerken de bir alanda folklorik kıyafetlerini giymiş pek çok yetişkin insan, gençler ve hatta bebekleri de görünce Midsummer’ın ülke genelinde kutlandığını öğrendik. Adayı gezip şehre geri döndüğümüzde öğleden sonra olmuş ve pek çok dükkân kapanmaya başlamıştı. Meğer o gün Midsummer’ın arefesiymiş. Helsinki’de o gün yarım gün ertesi gün ise tam gün tatilmiş. Müzeler, cafeler, restoranlar her yer kapalı, sadece bir iki cafe bir iki restoran açıktı. Yani mevsim geçişlerinden yaz mevsimine girişi bu şekilde kutlamaları çok hoştu doğrusu…
Bugün 21 Haziran en uzun gün ve yaz mevsimine girdiğimiz bu günde gündüz hava sıcaklığı 26 derece ve esintili idi şu an ise hırka giyme ihtiyacı duyulacak kadar serin… Bakalım bu sene nasıl bir yaz mevsimi yaşayacağız?
Herekese güzel ve sağlıklı geçen bir yaz mevsimi dilerim.
Bir yanıt yazın