Aralık ayında bahçede yapılacak işler (2024)…

Bu yıl da Aralık ayı geldi çattı. Einstein’ı da zamanın göreliliğiyle anma zamanı geldi:) Evet, elbette zamanın göreliliği söz konusu olan. Nasıl da geçti koskoca bir yıl…Oysa daha dün ilkbahar geldi diye seviniyorduk; fidelerimizi dikmiş tohumlarımızı ekiyorduk. Şimdi de beklentimiz aynı şekilde… Bir bakmışız ki karlı günler sona ermiş bahçemizde sümbüller açmış, arılar nektar toplamaya…

Sek sek…Julio Cortazar…

Bu kitabı okumaya başlayalı çok oldu. Sene sonuna yaklaştıkça aynı anda iki kitap okuma işini biraz daha abartıp üç kitaba dönüştürdüm. Bunu övünmek için yazmadım, Cortazar’ın Sek Sek kitabını okuduğum zamanlarda yanı sıra üç kitabı okuyup bitirdim (Yırtıcı Kuşlar Zamanı, Veda Etmiyorum ve Gece Yarısı Kütüphanesi). Okuması çok yorucu ama çok zevkli, düşündürücü, hayatı analiz…

Olasılıksız…

Elimde Julio Cortazar’ın Sek Sek kitabı var ve onu okurken neden 2007’de okuduğum bu kitabı yazıyorum? Çünkü dün gece Adam Fawer’ın, Ceyda Düvenci’nin sunduğu “Bambaşka Sohbetler” programında konuk olduğunu gördüğümde önce “…Adam Fawer…Adam Fawer…kimdi…kimdi…” dedim ve neyse yarın YouTube’da seyredeyim bakayım diyerek diğer işlerime daldım. Ancak soruyu sorduğum ve beynimdeki uygulamayı kapatmadığım için soru arka…

Sonbahar yapraklarını toplayınca ne yapacağız?

Sonbahar ağaçlar için aynı zamanda yaprak dökme mevsimidir. Sonbaharın başında önce ağaçların gövdelerinden yapraklarına doğru yürüyen su miktarı azalmaya başlar. Sonra ise ağaçlar uykuya geçer ve gövdeye su yürümesi ilkbahara kadar durur. Bu şekilde hem ağaçlar aşırı soğuklara karşı korunmuş olurlar hem de köklerinden aldıkları besinleri kök gelişimlerini sürdürmeye harcayabilirler. Tabii ki bu durumda yapraklar…

Kasım ayında bahçede yapılacak işler (2024)…

Sanırım bugünün dünyasında yaşayan, genç ya da yaşıyla yıllar içinde epeyce yol almış birçok insan yılların, ayların, haftaların ve günlerin hızla geçmesi konusunda hep şaşkın hep şaşkın…Her pazartesi günü aile bireylerimize ya da arkadaşlarımıza “…ne zaman pazartesi oldu?…” ve her Cuma günü “…ne zaman cuma oldu?…” gibi aslında soru olmayan soru cümlelerini kurmaktan kendimizi alamıyoruz:)…

Veda etmiyorum, Han Kang…

Yıl 2024 ve aylardan Ekim ayı…Bu sene acaba Nobel edebiyat ödülünü kim alacak diye merakla bekliyorum (bu bekleyiş sırasında Nobel fizik ödüllerini John J. Hopfield ve Geoffrey E. Hinton’un yapay sinir ağlarıyla makine öğrenimi mümkün müdür? konulu araştırmaları ile aldıklarını öğrenmiştim…Ama edebiyat ödülünü de merak ediyordum elbette…). Derken 10 Ekim günü, Güney Koreli kadın yazar…

Körlük, José Saramago…

İnanılmaz, inanılmaz….Yıllarca bilimsel, siyasi ve kişisel gelişim kitaplarına o kadar çok gömülmüşüm ki edebiyatın sıcacık kolları olan romanları unutmuşum. Öyle büyük bir susuzlukla okuyorum ki anlatamam…Ne televizyon ne sosyal medya beni okumaktan alıkoyamıyor çok şükür…Öyle bir sıraya dizdim ki kitaplarımı gün 24 saat nasıl yetecek bana bilmiyorum ama bir ucundan tutup okuyor okuyor okuyorum….Evin sağına…

Yırtıcı Kuşlar Zamanı…

Ahmet Ümit’in yeni kitabı çıktığında ve raflarda gördüğümde çocuksu bir sevinç ile elime alırım. Gülümseyerek “acaba başkomiser Nevzat bu romanında hangi gizemli cinayeti çözecek?” derim. James Bond filmi seyretmek gibi benim için Ahmet Ümit romanını okumak…Bond filminde fonda, filmin geçtiği şehir ve ülkenin tarihi ve turistik yerlerinin en güzel plan çekimleri vardır ve Bond her…

Mara ile Dann, Doris Lessing

Doris Lessing’in , Nobel ödülü alan en yaşlı edebiyatçı olduğunu okuduğumda çok şaşırmıştım. Hani ödüller geçmişe takdir içerdiği kadar geleceğe yönelik bir teşviktir ya aynı zamanda…Doris’e bu ödül 88 yaşında gelmiş ne enteresan değil mi? 1919 İran doğumlu, Britanya’lı yazar olarak tanıdığımız Doris ilk romanını 30 yaşında yayınlamış ve ondan önce de dergilere hikâyeler yazıyormuş.…

Gökten Düşen Şeyler, Selja Ahava…

Yine bir kitapçıda kitap raflarının arasında kitapları incelerken bu kitap gözüme çarptı. Kitabın sırtından “Gökten Düşen Şeyler” adını okuduğumda ne düşüyormuş acaba diye düşünürken muziplik olsun diye mi bu isim konmuş acaba merakıyla elime alıp incelemeye başladım. Arkasında yazan cümlelerden biri şöyleydi: “…Bu kitap, mümkün imkânsızlıkların ve uzak ihtimallerin yakınlığı üzerine, hayata dair bir hikâye;…