Son yıllarda “ata tohum” kavramı ne kadar çokça söylenir oldu değil mi? Ata tohumlarının kıymetinin bilinmesi açısından çok önemli bir gelişme. Ancak pek çok şeyde olduğu gibi bu konunun da suyu çıkarılmazsa iyi olur. Tıpkı “organik” sözcüğünün ticari hale getirilmesi gibi…Öğrendiğime göre ata tohumu sadece takasla el değiştirebiliyormuş. Bu biraz içimi ferahlattı doğrusu…Tabii ki elinize geçen, aile büyüklerinizden, akrabaların sandıklarından gelen ata tohumları çok çok önemli ve değerli. Eşiniz, dostunuz ve onların yakınlarından elden ele aktarılarak gelen tohumlar da çok kıymetli. O kıymeti göstermek elimizden geldiğince tohumun varlığını sürdürmek de bizim elimizde. Sorumluluğu da oldukça büyük bence…
Elinize geçen tohumların ata tohumu olup olmadığını anlamanın pratik gibi görünen ama sonucu almak için en az üç yıla ihtiyaç olunan bir yöntemi var:) Tohumu ekmek…Evet elinizdeki ata tohumunu ekecek ve ondan tohum elde edeceksiniz. Ertesi yıl elde ettiğiniz yeni tohumu ekip aynı kalitede ürün alıp almadığınıza bakacak ve o tohumu zamanı geldiğinde tekrar ekeceksiniz. Ertesi sene aynı işlemleri tekrarlayacaksınız. Üç yıl sonunda ilk yıl ektiğinizle aynı sonucu alıp almadığınızı değerlendireceksiniz. Aynı sonucu defalarca alabiliyorsanız elinizde gerçekten de ata tohumu var demektir.
Bir de benim hep hayıflandığım bir konu vardı: Ben ne zaman ata tohumu bir sebze eksem ve ondan tohum elde etsem tohumları toplarken tohum kabuklarının narinliğinden çoğu tohum kesesinin içinden toprağa dökülüyordu. Hibrit bir fide alıp dikmişsem onların tohum kesesi daha dayanıklı oluyordu. Meğerse ata tohumlarında genetik ile hiç oynanmadığı için tohum keseleri de narin oluyormuş. Bunu da bu yazının araştırmasını yaparken öğrendim ve sevineceğim yerde boşa üzülüyormuşum dedim kendi kendime… Benim üzülmem toprağa düzensiz dökülmeleri, tohumlarımın eksilmesi, bir de bunun sebebini anlayamam gibi nedenlerdi zaten…
Tohum satın alırken ya da tohumlar konusunda araştırma yaparken de dört tane başlıkla karşı karşıya geliniyor genelde. Bunlar:
-Ata tohumu: Nesilden nesile aktarılan, atalarımızın çeyiz sandıklarında itinayla sakladıkları, yerinde yıllardır üretimi yapılan, bu toprağın havasına, suyuna, rüzgârına, yazına, kışına dayanıklı yerel tohumlar ata tohumu olarak adlandırılıyorlar. Ancak iddia edildiği gibi her tohum ata tohumu olmayabilir. Test edilmesi gereklidir.
-Sertifikalı Tohum: Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yetki verdiği kurumlar tarafından laboratuvar çalışmaları yapılarak test edilmiş, güvence altına alınmış tohumlardır. Üretici tohumları ekip bir sorunla karşı karşıya geldiğinde tohumları aldığı kuruma gidip geriye dönük araştırmasının yapılmasını isteyebilir. Özellikle büyük çapta üretim yapanlar için faydalı görünüyor.
-Hibrit tohumlar: Bu tohumlar F1 tohum olarak da adlandırılırlar. Melez tohumlardır. Doğada iki türün tozlaşması sonucunda iki ürününde özelliklerini taşıyan yeni bir ürün ortaya çıkar. satılan hibrit tohumlar ya da fideler, kendiliğinden olabilen bu tozlaşmanın eğitimli firmalar tarafından uygun ortamlarda yapılması ile ortaya çıkan tohumlar ya da fidelerdir. Bu ürünü satanlar sıklıkla “GDO’lu mu yani?” sorusuyla karşılaşırlar ancak alakası yoktur. Hibrit tohumları ektiğinizde ya da hibrit fideleri diktiğinizde bunların genellikle tek yıllık olduğunu da görürsünüz.
Hobi bahçeciliği yapanlar olarak bizler bahçemizde hem ata tohumu domatesimiz olsun, hem kiraz domates olsun, hem sarı domates olsun gibi gibi çeşitler istiyoruz bazen… Ne diyor satıcılar? ” lütfen bu tohumları birbirine yakın ekmeyin!” “…çiçeklerinin tozlaşması döneminde birbiri ile döllenebilir ve ortaya farklı bir melez domates çeşidi çıkar…” Sonucunda da ektiğiniz tohumdan büyüyüp meyvesini verdikten sonra alacağınız yeni tohumların ne çeşit olduğu belli olmaz.
-GDO: Genetiği değiştirilmiş organizma anlamına gelmektedir. Burada bitkilerin doğal ortamda tozlaşması söz konusu değildir. Laboratuvar ortamında biyoteknolojik yöntemlerle dışardan bir müdahale söz konusudur. Ülkemizde genetiği değiştirilmiş bitki ya da hayvan satışı kanunlarla engellenmiştir. Bu işlemi yapanlar bitkiye ait olmayan farklı bir özelliği bitkiye ya da tohumuna laboratuvar koşullarında ekleyerek yepyeni bir özellik kazandırıyorlar. Bunun insan sağlığına olan etkileri zamanla ortaya çıktıkça da insanlar bu ürünlerin tüketilmemesi konusunda uyarılıyorlar.
Tohum da tıpkı atom gibi bence…Atom en eski tabirlerden birine göre maddenin yapıtaşı biliyorsunuz. Tohum da sebze ve meyvelerin yapıtaşı…Nereye hangi tohumu ekeceğiniz çok önemli bir konu…Bir tohumu ektiğinizde de çimlenip çimlenmeyeceği belli değildir. Hep bir çaba ve emek gerektirir. Kendi adıma ben bu stresi minicik hobi bahçemde yaşadığım her an üreticilere dua etmeyi ihmal etmiyorum. Onlara müteşekkiriz.