Temmuz ayı bitti ve Ağustos ayı hızlıca geldi. Temmuz’un 15’inden sonra bahçede daha çok keyif için zaman geçiriliyor. Yanlış anlaşılmaması için “Temmuz ayında bahçede yapılacak işler…” yazımı gözden geçirmekte fayda var. Elbette oradaki tüm iş ve işlemleri yapıyorum. Ancak bu, ilkbahardaki hummalı çalışmanın yanında çok yoğun bir zamanımı almıyor. Bence her sabah kahvaltıya dalından salatalık, biber, domates, maydanoz toplayıp koymak da bu rahatlığı hissettiriyor olabilir. Bunu yaparken de şunu düşünüyorum hep: Dalından canımın istediği ya da gereken kadar toplayabilirken pazardan ya da marketten çoğunlukla lazım olandan fazlasını alıyorum. Aslında marketten de istediğin miktarda sebze-meyveyi poşetine koyup tarttırabiliyorsun. Ancak sebze ve meyvenin marketten bin kat daha taze olduğu pazarda aldıklarının en alt limitinin ne olacağı maalesef satıcının insafındadır… Sebebi ise pazardaki satıcı sattığı ürünün az miktarda alınmasına izin vermiyor hatta kimisi “…250 gram biber…” dediğinde “…satmıyorum abla…” diyor yüzüne bile bakmadan…Burada maksadım onları kötülemek değil…Sadece bir durumu ortaya koymaya çalışıyorum: Onlar ellerindekini satmaya çalışıyor biz lazım olan kadar almak istiyoruz. Kendin üretebiliyorsan fazlasına gerek olmuyor. Lazım olan kadar toplayabilirsin (Lakin bütün ihtiyaçlarınızı da üretemeyeceğinize göre bir orta yol bulmaya çalışırsınız elbet…) Hobi olarak üretseniz bile ürünleriniz bazen lazım olandan fazla olgunlaşabilir. Hepsini aynı anda hasat etmek durumunda kalabilirsiniz. O zaman da saklama metotlarından o anda hangisini uygun görüyor ya da istiyorsanız onu uygulayarak bahçenin yaz lezzetlerini kışa da taşıyabilirsiniz. Şu anda farkediyorum ki bunların hepsi başka bir yazının konusu… Ben bu ay bahçede neler yapmalıyız onları anlatmaya geçeyim:
-Günlük sabah – akşam kontrollerini yapmak.
Öncelikle yaptığım gözlemlere göre bitkiler en çok sabah erken saatte yapılan sulamaları seviyor. Bu zamanlarda da her gün sulama yapmak gerekebiliyor ki bunu sabah yaparsak aynı zamanda kahvaltılık salatalık, domates, biber toplayabiliriz. Ağ ören örümcekleri giyinip işe gitmeden önce yollarımızdan temizleyebiliriz. Sebzelerin üzerinde örümcek ağı görürsek dikkat ettiğim yöntemi önermek isterim. Bakıyorum ağ yeni ise bir gün orada kalmasına izin veriyorum ki sebzenin üstüne gelen zararlı böcekleri tutuyor. Bu örümceğin de benim de işime geliyor. Ancak bırakalım orada dursun diyemeyiz ki bunu denedim:) O durumda ağ bitkiyi de sarıyor ve bitkinin nefes almasını engellediği için ölmesine sebep oluyor. Ne yapıyorum o zaman? İlk gün farkettiğim ağı ikinci gün süpürge marifetiyle bitkiden uzaklaştırıyorum. O örümcek gidip bu sefer başka bir yere ağ örüyor. Örsün efendim o da nasibini arıyor. Aynı şekilde onunla da mücadele edeceğiz ki ekolojik sisteme saygı duymak öyle kolay bir şey değil, hep çalışmak lazım:)
-Olgunlaşan sebze ve meyveleri zamanında hasat etmek.
Bir sebzenin ya da meyvenin dalındaki görüntüsüne de meftun olan benim gibiler için toplu hasat zor oluyor:) “…Yiyeceğim kadar eriği toplayayım da diğerleri dalında durmaya devam etsin…” düşüncesi, eriğin olgunlaştıkça olgunlaşıp yere düşünce de patlayıp üstüne börtü böcek ne varsa toplayınca romantikliğini yitiriyor tabii ki…Aynı durum sebzeler için de kartlaşma ve çürüme durumlarıyla sonlanabiliyor. O hâlde zamanında sebze ve meyveleri toplamak oldukça önemli.
Hasat ettiğiniz ürünler fazlaysa size uğrayıp bi ferah kahvenizi içenler, hâl hatır sormak için uğrayanlar şanslılar hemen onlarla paylaşabilirsiniz. Kalanları da kurutma, dondurma, reçel yapma, konserve ya da turşu kurma metotları ile kışa da lezzet aktarımı yapabilirsiniz.
-Kuruyan, solan, ölen çiçekleri kıstırmak.
Özellikle güllerin, kelebek çalısının, kadifenin, aynısefanın, petunyanın, sardunyanın kuruyan çiçeklerini düzenli olarak toplarsak daha uzun süreli çiçek açmaya devam ederler. Bunlardan güllerin kesilmesi özel bir önem taşır ve özel bir metodu vardır ki bir başka yazımda anlatacağım.
-Düzenli sulamaya dikkat etmek.
Sıcak mevsimde çimler, bitkiler ve ağaçlar düzenli sulama isterler. Aksi takdirde çok çabuk kavrulurlar. Hele de sınır bitkileri kuruyup gidebilirler. Sebzeler de ise sebzesine göre davranmak önemlidir. Salatalık, biber bol su isterken domates az su sever. Hepsinin gönlünü hoş tutmaya çalırsak onlar da bizim gönlümüzü hoş tutar ve verimli olurlar.
-Tohum almaya dikkat etmek.
Bazen kıştan hayalini kurup tüm ilkbaharda fidelerini yetiştirdiğimiz sebze ve meyveleri hasat edip tabağımıza koyup tadına bakma işine o kadar dalarız ki o çok sevdiğimiz sebzenin tohumunu almayı unutabiliriz. Yapmışlığım olduğu için bu kadar rahat yazabiliyorum:) Bu sebeple her türden bir sebzeyi tohuma bırakmayı ve tohum olanları da toplayıp iyice kurumasını sağladıktan sonra saklama koşullarına uygun hale getirmeyi unutmayalım.
-Kışlık sebzelerin tohumlarını ekmeye başlamak.
Evet şimdiden kışlık sebzelerimizin tohumlarını ekmeye başlamamız aralıklı ekim yapabilmemize de fırsat tanıyacaktır. Bu şekilde ilk donlara kadar kale, maydonoz, ıspanak, pazı, isviçre pazısı gibi sebzeleri bahçeden toplamaya devam edebiliyorum, tavsiye ederim.
Bunların dışında söylemek istediğim sıcaklıklar 20- 25 derecenin altına düşmediği tüm zamanlarda maydanoz, dereotu, rezene, roka, tere ekebiliriz. Burada tek dikkat edilecek husus hangi sebzenin ne oranda güneş istediğini belirlemek ve ona göre ekim yapmak.
Daha dün Garden Illustrated bülteninde okuduğum bir bilgiyi de bu hafta uygulayacağım. Orada yazar Aaron Bertelsen demiş ki:”… Bu zamanda camın altına ektiğim rezenenin kuruma olasılığı daha düşük oluyor ve neredeyse hiç çiçeklenmeye meyletmiyor….” Buradan anladığım sera ekimi…Ve evet rezeneyi ilkbaharda ektiğimizde nefis bir şekilde yeşilleniyor ancak bir topladığımı omlete doğruyor, ikinci topladığımız kavuruyor ya da salataya ekliyorum üçüncüye bir bakıyorum ki üstünde çiçek tomurcukları oluşmaya başlamış. İşte o noktada çay yapmak için rezene yi hasat etmekten başka çarem kalmıyor çünkü yeşilleri ve dalları kartlaşmaya başlıyor. Bir de Bertelsen’in dediği gibi şimdi ekip bakayım nasıl bir verim elde edeceğim. Burada paylaşırım.
Burada yazmamışım ama elbette kereviz, pırasa, kırmızı pancar, turp, brokoli, karnabahar, lahanagiller, pak choi, asya yeşilliklerinin tohumları da bu ay ekilmeye başlanmalıdır.
-Yaz ortası için gübreleme yapmak.
Sebzeler, çiçekler, meyveler ürün verme döneminde oldukça vitamine ve minerale ihtiyaç duyarlar. Zaten ara ara kompost, odun külü, süt, yoğurt artıkları, muz, soğan kabuklarından elde ettiğimiz sular gibi evsel takviyelerle destekliyoruz ilkbahardan beri ancak ürün verdikleri bu dönemde daha kuvvetli beslemek gerekir. Hayvansal gübrelerden elde edilen şerbetler, solucan gübresi takviyesi ile bitkilere ihtiyaç duydukları potasyum, fosfor ve azot verilmeye çalışılırsa iyi olur.
Hepimize keyifli ve bol bereketli bir sezon olsun.