Klasik bir söylem olacak ama çok çabuk geçen bir yaz mevsimi olduğunu düşünüyorum. Geçen yıl ki yazıma bir göz attım da o yaz oldukça zor geçmiş benim için…O zaman annem hastanede yatıyordu şimdi ise ebedî olarak dinleneceği yerde…Bu yaz ise dolu dolu ve çok koşuşturmacalı geçti. Ondan mıdır nedir bilmiyorum ama uzun yıllardan beri ilk defa Eylül ayının, sonbaharın gelmesini bekliyorum. İlkbahar ve yaza tutkun olan benim için bu duygu oldukça ilginç oldu doğrusu…Bir fincan çay ya da kahvemi alayım sevdiğim kitaplar yanıbaşımda olsun ve saatlerce okuyayım istiyorum. Bu arada da harika kitaplar okudum ve okuyorum sırası gelince paylaşacağım…
Oldukça sıcak geçen günlerin ardından sıcak gündüz saatleri, sabah ve akşam ılık, akşamın ilerleyen saatlerinde oldukça serin saatler başlamış durumda. Klasik Ankara havası. Gündüz ara sıra görünen parlak güneşin tonuna bakarak oldukça net bir Ankara sonbahar güneşi tanımı yapabiliyorum. O güneşin arasında esen rüzgâr da “…ben artık öyle tatlı bir esinti değilim farkına var…” dercesine hafif bir irkiltiyor doğrusu…Annem “…Ağustos’un 15′ i yaz 15’i kış…” derdi. Yani akşam hırka giyme zamanı geldi artık dostlar:)
Hava olaylarında yaşanan bu durum sonbahara hazır olmamız gerektiğini de hatırlatıyor bize…O zaman sonbaharın ilk ayı olan Eylül ayında bahçede bizi ne gibi işler bekler anlatmaya başlayayım:
1.Rutin sabah kontrollerine devam etmek.
Yağmurlarla beraber salyangoz sayısı arttığından salyangozla mücadeleyi yeniden daha etkili yapalım ki toprağa yumurtalarını bırakmasına olabildiğince engel olalım. İlkbaharda sebze yatağımızda pıtırcık gibi birden beliren mini mini salyangozları görmek istemiyorsak bu çaba oldukça gereklidir.
Ayrıca sağa sola bırakıverdiğimiz bahçe aletlerini de toparlayabiliriz. Ağacın tepesinden, toplayamadığımız bir kaç meyve varsa ve bunlar olgunlaşıp yere düşüp patlamışsa da onları toplamalıyız ki çürüyüp sinekleri üstüne çekmesin.
2.Gül bitkilerimizi kontrol etmek.
Bu kontrol sırasında solan çiçekleri uygun şekilde keserek toplamak, sararan yapraklarını ayıklamak gerekir. Bu şekilde bitkinin gövdesi hava alır ve daha fazla güz gülleriyle gözümüzü şenlendirmeye devam eder.
3.Bitki besini vermek.
Bahçemizdeki tüm bitkilere ve ağaçlara sonbahar besinlerini vermek gerekir. Demir, potasyum, fosfor içerikli bu besinler yaşanan mevsim değişikliğinde bitkilere destek olacak ve kış mevsimini de rahat geçirmelerine yararlı olacaktır.
3.Sebze fidelerini sökmek.
Sebze yataklarındaki verimliliği biten domates, salatalık, biber fidelerini sökelim. Sararanları toparlayalım. Canlılığını sürdürüp meyvelerini veren ya da yaprakları yenen bitkilerimizi de miktarı yavaşça azalmaya başlasa da düzenli sulamaya devam edelim.
Geçen sene instagramda yayınladığım şekilde biber fidelerimi kışı geçirmeleri için saksıya alıp içerde uygun koşulları sağlayıp uyutmuştum. Karasal iklimde yaşadığımdan kışları sert geçiyor ve doğal olarak fideler donuyor. İçerde uyutup ilkbaharda bahçeye diktiğimde de bir fide hariç hiçbir tutmadı maalesef. Bu sene tekrar dener miyim? henüz karar vermedim:)
4. Serin mevsim sebzelerin tohumlarını ekmek.
Her sene Eylül ayının 15’inden sonra maydanoz, dereotu, kale, hardal, ıspanak, pazı tohumlarını ekiyorum. Bu sene bir hafta daha erken ekmeye başlayacağım. Böylelikle özellikle salata sebzelerinden kademeli olarak daha çok yararlanacağım. Ayrıca toprağa yeşil gübre de kazandıracağım.
5.Düzenli sulama yapmak.
Havanın serinlemesine aldanıp sulamayı bırakmayalım. Düzenli ama daha az miktarda sulama yapabiliriz.Sulamayı düzensiz ve az yaparsak bitkiler daha kışa giremeden strese girerler. İlkbaharda da açmayabilirler, meyve vermeyebilirler.
6.Bahçe ajandasına notlar almak.
Bu sezon not alma için o kadar ideal ki…Şöyle bir sabah kahvesini ya da akşam sıcacık bir çayı içerken büyüme sezonunda yaptığımız uygulamalardan hangisi ne sonuç verdi? Böceklerle ve salyangozlarla mücadelede en iyi nasıl sonuç alındı? Hangi bitkinin kardeş bitkisi daha başarılıydı? Hangi çiçek arıları ve kelebekleri daha çok çekti? gibi gibi notlar almak hem neler yaptığımızı bir gözden geçirmek olacak hem de gelecek sezona ön hazırlık yapmış olacağız. Bulunmaz bir fırsat değerlendirelim.
7.Yabanî ot temizliği yapmak.
Bu havalar yabani otların çıkmayı sevdiği havalar olduğu için tekrar bir sirkeli su hazırlayarak mücadeleyi yapalım ki aklımız da bahçemiz de rahat etsin:)
8.Tohum toplamak.
Artık kadife, cosmos, latin çiçeklerinin tohumlarını toplayıp kurutup ilkbahar için uygun koşullarda saklamaya başlamalıyız. Bazen zaman o kadar hızlı geçiyor ki bugün toplayayım yarın toplayayım derken bir bakıyorsunuz ilk donlar başlamış bile…Açıkçası geçen yıl kırmızı ıspanaklarda böyle olmuştu. Tohumlarını toplamayı ihmal etmişim. Neyseki toprağa dökülenler epey fazlaymış ve birçok kırmızı malabar ıspanağı yetişti yine…
9.Sonbahar coşkusu oluşturmak.
Bizde elma ve erik ağaçlarının yaprakları azar azar dökülmeye başladı. Bu artarak devam edecek Ekim ayı sonuna kadar. Ancak bu arada yaprakları kızaran ağaçlarla beraber bahçede renk cümbüşü yaratmak adına hercai menekşe, krizantem ve süs lahanası dikebiliriz. Küçük balkabakları ile de aranjmanlar hazırlayıp bahçedeki çiçek ve renk neşesinin tadını çıkarabiliriz. Ne de olsa biz karasal iklimde yaşayanlar bir süre sonra uzun bir süre için eve kapanacağız. Öyle ya ilk soğuklar, yağışlar ve don olayları bizim yavaşça bahçeden elimizi çektiriyor. Birkaç ufak kontrol işi kalıyor o kadar…
10 Mevsimi uzatmaya çalışmak🙂
Havalar soğuduğunda da bahçeden salata sebzeleri ya da bitki çayı için taze otlar toplamayı seviyorsanız benim gibi, soğuk çerçevelerinizi, mini seranızı, politünelinizi hazırlamaya başlayın. İnanın bundan aldığınız keyfi bir kere yaşasanız, hazırlık aşamasındaki her türlü zahmete katlanıp serin mevsimde de bahçe hasatı yapmak istersiniz:).
11. Son elde edilen ürünlerle de kış hazırlığı yapmak.
Bu ayda hasat ettiğiniz her üründen turşu, sirke, şerbet, reçel, pestil, sos yapın, dondurun ya da kurutun. Bu şekilde kış mevsiminde de bahçenizin nimetlerinden faydalanmaya yaz hatıralarınızı konuşmaya, yaz lezzetlerini tatmaya devam edebilirsiniz.
12.Çim bakımı yapmak.
Bahçemizde varsa çim bakımını da mutlaka yapalım. Aşırı sıcaklıklarda sararan çim bölgeleri olmuştur.
Ben bahçemde ilkbaharda 15 gün aralıklarla çim gübresi verdim. Eylül başında ise 2 gün arayla 2 litre suya 2 kapak humik asit karıştırarak 2 litrelik ilaçlama pompasıyla öncelikle sararan yerlere sonra da genel olarak her tarafa spreyledim, bir kaç kere daha spreyleyeceğim. Humik asit humusun aktif maddesi olup toprak sağlığı için oldukça faydalı bir asittir. Toprağın kaymak tabaka yapmasını engeller ve bitkilerin kök gelişimini destekler. Bitkiler suyu ve topraktaki besini daha iyi emerler. Dolayısıyla gelişimleri hızlanır. Bu şekilde sararan çimlerimin yeniden canlanacağını düşünüyorum. Bu uygulamanın da sonuçlarını görünce buradan paylaşırım.
Keyifli bir Eylül ayı olur umarım:)