Yıl 2024 ve Aralık ayının son günü…Bitiyor, biten bunca sene gibi bu yıl da bitiyor. Her biten şeyin arkasından muhasebesini yapabilirsek biten yılların ardından üzüleceğimize onları muhabbetle uğurlarız. Yeni gelen yılın günlerini de sükûnet içeren bir heyecanla bekleriz.
Geçtiğimiz yıl içinde neler yaptık, kaç kitap, kaç dergi okuduk, kaç sayfa yazı yazdık, düşündüklerimizi kaç kere istişare ettik, nerelere seyahat ettik, seyahat ettiğimiz yerlerde neler gördük, neler yaşadık, neler öğrendik, hangi acıları yaşadık, o acılardan ne dersler çıkardık, hangi sevinçleri yaşadık, o sevinçlerden hangi dersleri çıkardık, ne kadar iyilik yaptık, ne kadar yardım ettik, ne zaman yardım istedik, ne kadar bize edilen yardımlara şükrettik, kaç şiir okuduk, kaç güzel söz söyledik, kaç şarkı söyledik, kaç şarkı dinledik, kaç çiçek kokladık, kaç tohum ektik, kaç hayvanı besledik de kaç hayvanın başını okşadık, kuşların cıvıltısını dinlerken kaç tanesine yem verdik, kaç kişinin halini hatırını sorduk da kaç kişi bizim halimizi hatırımızı sordu, “…yok mu benim halimi soracak…” diye dualar eden kaç kişinin halini sorduk, kaç kap yemek pişirdik, bize kaç kişi yemek pişirdi, evimize kaç kere kek kokusu yayıldı da kaç kere o kokunun yayıldığı yere davet edildik, kaç kere davete icabet ettik, kaç kere davetimize icabet ettiler, kaç kere davetsiz misafir ağırladık, kaç kere güldük, kaç kere ağladık? daha daha bu sorulardan sormak mümkün de önemli olan cevaplandırmak. Geçtiğimiz yıla yönelik bunca sorunun cevaplandırılması gelecek yılın daha dolu dolu geçmesini sağladığına inanırım hep…
Her geçen yıl daha iyi bir insan olmak için çalışmalıyız. Bunun da yolu olduğun noktada dönüp durmak değil sürekli sorular sorup cevaplar aramak. Bunu yaparken de her zaman önce kendine dürüst olmak gerek. Serde öğretmenlik olunca bazen -malı -meli -mak – mek eklerini sıklıkla kullanıveriyorum:) Oysa bu yazının maksadı hem kendime hem okuyana geçen yılın muhasebesini yapmayı hatırlatmak. gelecek yılı da neşeyle, sevinçle karşılamak. Sevincin sebebi ne mi? Sağlıkla, huzurla bir yılı ardında bırakıp yeni bir yıla ulaşmak. Dile kolay yıl 2025 oluyor. Uzay Yolu (Star Trek) dizisi ülkemizde ilk kez 1972 yılında yayınlandı. Her zaman ilgi odağı olan bir dizi oldu. O yıllarda ve sonraki yıllarda birçok insan için 2000 yılı milenyum, büyük merakla beklendi. Şimdi ise 2025 oluyor, uzaya mekikler gidip geliyor. Teknolojide her gün yeni buluşlar oluyor.
Şimdi 2025 yılı başlıyor, umarım sağlıkla, huzurla, mutlulukla, neşeyle, okuyarak, yazarak, gülerek, eğlenerek, arkadaşlarla sohbet ederek, akrabaları ziyaret ederek, seyahatler yaparak, iyilikler yapıp kötülüklerden sakınarak, bir tohumun filizlenmesinden, bir fidenin yaprağındaki su damlasından feyz alıp zevk duyarak, bir kedinin bir köpeğin rızkını tedarik etmeye çalışarak ve daha nice güzel işlerle meşgul olarak sevdiklerimizle beraber geçireceğimiz bir yıl olur inşallah.
Bir de burada, Cengiz Aytmatov’un Gün olur Asra Bedel romanından bir alıntı aktarayım: “…Kaldıki burası Dünya, burada hep bir şeyler yarım kalır…” Bu cümlenin üstüne cümle söylemeyeyim desem de söylemezsem de içimde kalacak. O hâlde ben derim ki : Neleri tamamlayabilirsek kâr, tamamlayamadıklarımız tamamlayabildiklerimizle hatıramız olsun.
Mutlu yıllar…
Bir yanıt yazın