Bahçemizdeki Yabanî Otları Tanıyalım- 4

10. Çit Sarmaşığı ( Calystegia sepium )

Kalp şeklinde mini yaprakları olan, cılız bir şekilde toprağın üstünde yükselmeye başlayan sarmaşıklardır. Hızla yayılan, beyaz kök grupları oluştururlar. Kıyamayıp sökmezseniz de yanında bulunan bitkiye sıkı sıkı dolanarak yükselirler.

Yararları da çok büyüktür. Bu sebeple bahçe sınırınızda komşunun bitkileri yakın değilse yetiştirebilirsiniz. Bu durumda polinatörleri kendilerine çektikleri için tozlaşmaya katkıda bulunurlar ve çiçeklerindeki zengin nektar ekolojik yaşamı çok iyi destekler.

11. Sürünen Düğün Çiçeği (Ranunculus repens )

Tırtıklı kenarları olan, üç parçalı gibi görünen mini ve sevimli yapraklara sahiptir. Öyle ki görünce neşelenirsiniz. Hele parlak sarı renkli çiçeklerini görünce kutlamalara layık olduğunu düşünürsünüz ki adına da boşuna düğün çiçeği dememişler belli ki…( elbette günümüz dünyasının abartılı, şaşalı düzenlemelerinden bahsetmiyorum). Bir bahçe sever için ilginç bir durumu vardır: Neredeyse var olan tüm bitkiler drenajı iyi bir toprak isteğine sahipken bu bitki kötü drenajı sevmektedir. O halde bahçemizde bu bitkiyi görürsek sökmeden önce anlamamız gereken nokta o noktadaki toprak yapımızdır. Bu bitkiyi sökmek için önce ana bitki gövdesini topraktan çıkarmaya çalışıp sonra kalan kökleri temizlemek gerekir.

Tabii ki bu bitkinin de doğaya faydası var. Çok iyi polinatör çeker en çok da arıları…Bazı yaprak zararlılarını da kendine çekerek diğer bitkileri korumuş olur. Bu sebeple yoketmeden önce bize zarar veren noktadan bize zararı olmayan bir noktada yetişmesini sağlamak gerekir.

12. Docks (rumeks spp.)

Büyük yeşil yaprakları olan ve küme halinde büyüyen, sanki ekili bir sebze görüntüsüne sahip bir yabanî ottur. Ekşi ve lezzetli yapraklara sahip olduğu söylenir.Aslında bazı türleri labada, efelek isimleriyle de bilinirmiş ülkemizde. Doğada bilmediğimiz şeyleri tüketmek konusunda oldukça dikkatli olmalıyız. Benim kişisel gözlemim öyle değişik yabanî otlar var ki yanında büyüdüğü sebzeye benziyor şekli. Evet domatesin, biberin yanından çıkan bazı yabanî otların yaprakları sebzelerinki ile aynı olabiliyor. Dikkatli olmak gerekir.

Kazık kök sistemine sahip olduğu için dikkatlice kökünden sökmek gerekir. Ancak bahçede bırakabileceğiniz noktalar varsa bırakmak iyi olabilir çünkü ekolojik yaşamı çok destekliyor. Bazı kelebek türleri bu bitkiyi çok seviyorlar.

13. Tüylü acı turp (Cardamine hirsuta)

Sebze alanıma baktığımda bunu ne zaman ekmişim diye sorduracak kadar ehlîleşmiş bir görüntüsü var. Rozet şeklinde dizilen koyu yeşil kısa saplı yaprakları vardır. Okuduğum bir yazıda “hanım önlüğü” adını görünce çok hoşuma gitti benziyor gerçektende…Elinizle yaprağı ovuşturduğunuzda roka gibi tere gibi koktuğunu hisseder tadına da baktığınızda o tadı bulursunuz. Ancak dediğim gibi tam bilgi olmayınca yemeyi uygun bulmuyorum ben, bir bilen öğretirse neden olmasın…Bazı ülkelerde taze ya da pişirilerek yeniyormuş.

Kolay bir şekilde tohum saçabiliyormuş hatta diyorlar ki bu bitkiyi çiçekli, tohumlu iken sökmeye çalışırsanız mutlaka gözlerinizi koruyun…Elbette ekolojik yaşamı destekleyen bir bitki türü…

14. Kanarya otu (Groundsel)

Sanki karahindiba bitkisinin gövdeyle yukarı doğru uzamış şekli gibi görünen bu bitkinin küçük sarı çiçekleri vardır. Tohumları rüzgârla dağılabildiğinden bahçenin pek çok noktasında tek tek görebilirsiniz. Yaprakları uzun ve tırtıklı, gövde tüylüdür.

Bu ot çok iyi bir polinatör çekicidir ve hatta bazı serçe türleri de çok severler.

15. Çoban çantası ( Capsella bursa-pastoris)

Kalp şeklinde tohum keseleri ve beyaz mini mini çiçekleri olan çok zarif bir yabanî bitkidir. Bol tohum ürettiği için yayılımı da hızlıdır.

Polinatörler bu bitkiyi de çok severler.

16.Duvar marulu (lactuca muralis)

Bu yabanî ot da zararlı değil aksine alternatif tıpta çokça kullanılmış. Ekolojik yaşama destek veren bir bitki olup duvar kenarında, çitlerin yanında çıktığı için de bahçe içine zarar vermeyecek şekilde büyümektedir.

17. Kuş yüreği ( Theligonum cynocrambe)

Kuşotu, tavukotu, bürümcek, çamotu, fare kulağı, köpek lahanası gibi isimlerle de bilinen ve hemen hemen her yerde karşımıza çıkan bir ottur. Zehirli değildir aksine yenilebilen bir yabanî ottur. Mini mini beyaz çiçekleri vardır ve ilkbaharda birden ortaya çıktığı için de hemen bir neşe katar insana…

İsimlerinden de anlaşılabildiği gibi ekolojik yaşama oldukça destek verir. Ancak çok yayılıcıdır ve bir anda sebzelerinizin çiçeklerinizin etrafını sarabilir. Baharda diktiğiniz tohumlarınızın çıkıp çıkmadığını göremeyebilirsiniz.

Anadolunun pek çok yerinde ıspanak muadili olarak da salatalarda, yemeklerde, omletlerde kullanılırmış. Tanımayınca yararlı mı zararlı mı bilemiyordum ama yeşil rengi ve yaprağının ekşimsi kokusu hoşuma gittiği için suya bastırıyor fermente olunca da toprağa döküyordum, beslensin diye:) Yine de faydalı bir iş yapmışım:)

18.Limon yoncası (oksalis stricta)

Tatlı küçük sarı çiçekleri vardır. Genellikle besin açısından fakir topraklarda yetişir. Yaprakları ekşidir. Akşamları yaprakları aşağı doğru kıvrılır. Çok yıllıktır.

19. Tarhun  (Artemisia dracunculus)

Baharat olarak Fransız yemeklerinde çokça kullanılan bir baharat olan tarhun da Asya ve Amerika’da yabanî ot olarak adlandırılıyormuş. Öğrenince çok şaşırdım çünkü baharat tarhımda üç senedir yetiştirmeye çalışıyorum; tohumdan çıkmıyor, fidesi ya tutmuyor ya da ilk donda donuyor. Demek ki iklimine ve toprak yapısına bağlı yabanî olarak yetişmesi…

Ayrıca papatyagillerdenmiş. Yetiştirildiği yerlerde “yeşil altın” olarak da adlandırıldığı oluyormuş. Ülkemizde çorbalarda, dolmalarda, börek içlerinde kullanıldığı gibi Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan gibi ülkelerde gazlı içeceği de yapılıyormuş.

Bahçemizdeki yabanî otları tanıyalım 1

Bahçemizdeki yabanî otları tanıyalım 2

Bahçemizdeki yabanî otları tanıyalım 3

Benim yabanî otlarla tanışmam…

Yabanî ot kavramını duymuş okumuş olabilirdim ama açıkçası bir bahçem olduğunda ne demek olduğunu ve çeşitlerini öğrenmeye başladım. Bu noktada anneme kızsam mı yoksa onunla övünsem mi yine bilemediğim bir yerdeyim. Neden mi? Bizim evimizin balkonunda saksılarımız olurdu ve annem her sene onları yemyeşil yapardı, çok güzel çiçek tohumları ekerdi; maydanoz, fesleğen, yeşil soğan, biber, sakız sardunya, şebboy, kadife… Her birini ayrı severdim, tohumdan nasıl bu hâle geldiklerini hayretle gözlemlerdim. Bazen de bakardım bir saksının içinde, esas bitkinin yanından bazı otlar çıkmış olurdu, anneme sorardım “…peki bu ne?” küçücük olan bana verdiği cevaba bakın şimdi: “…o da Allah’ın bi güzelliği yavrum…” Bu nasıl bir cevap? Somut öğrenme yaşında olan ben önce gülümsüyor bitkiye sevgiyle bakıyor ama ardından da “…bu annem de her şeyi Allah’a bağlıyor…” diyordum. Bu hatırayı anlamlandırabilmek ancak kendi bahçem olup da yabanî otlarla mücadele etmem gerektiğini öğrendiğim zamana kaldı maalesef. Fakat bütün hayatım boyunca ne zaman bir yerden bir otu yolmaya kalkışırsam “…lütfen kusura bakma, özür dilerim seni buradan söktüğüm için…” cümleleri aklımdan geçti, içimi acıttı. Geçenlerde bahçemden bitki toplayıp bir çay hazırlama isteğim olduğunda, daha önce okuduğum bir Japon yazarın metni aklıma geldi ve içimi ferahlattı. Şöyle ki: “…bu defne yaprağını saygılarımı sunarak, bana ve sevdiklerime vereceği faydaya inanarak, minnet ve teşekkürlerimle dalından kesiyorum. Ağacına her zaman iyi bakacağıma söz veriyorum…” cümlelerini ağaca iletip ritüelini yapıyor ve yazısında bunları bize aktarıyordu. Ben de öyle yaptım yanısıra Allah’a şükrettim.

Yine okuduğum bir yazıda Masanobu Fukuoka yabanî otlar için “Biz yabani ot diyoruz ama doğa onlara ihtiyaç duyduğu için yaratır.” şeklinde yazmış. Bunu anlamak için bol gözlem yapmak gerekiyor bana göre tabii. Saksında, bahçende, yürüdüğün yollarda, gittiğin şehirlerde, ülkelerde…Topraktan kendiliğinden ne çıkmış? O kadar tohum ekiyorsun bazıları beklediğin zamanda çıkmıyor ama bir bakıyorsun bazı otlar senenin aynı zamanında hava soğuk da olsa sıcak da olsa su olsa da olmasa da kendiliğinden çıkıp geliyor. Sökmeye kalktığında kolay kolay köküyle beraber sökemiyorsun toprağa sıkı sıkı bağlı. Tohum oluşturmadan toplayayım diyorsun bir bakıyorsun tohum olmuş dökülmüş bile:) Onunla ilgilenen yok, o soyunu devam ettirmeye çalışıyor. Kökleriyle de bulunduğu yere iyice bağlanıyor.

Velhasıl şunu anlamak önemli bence, doğada bulunan canlı cansız tüm varlıklar birlikte uyum içinde yaşamaya gayret etmelidir.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir