6. Yeşil alkanet (Pentaglottis sempervirens):
Çok yıllık bir yabani bitki.Bitkinin kökleri kazık kök şeklindedir ve tohumla yayılırlar. Çok tatlı mavi çiçekleri vardır ve arılar tarafından da çok sevilirler. Tohumları öyledir ki kıyafetinize bulaştıysa sizin vasıtanızla ya da bahçede dolaşan sevimli bir hayvanın tüyleri sayesinde rahatlıkla dağılıp yayılabilir.
Bu bitkiyle elle mücadele edrken mutlaka eldiven giyilmeli ve tohumları oluşmuşsa toprağa bulaştırmamaya çalışılmalıdır. Bu sebeple en iyisi tohum oluşmaya başlamadan mücadele edilmelidir. Hodan ailesinden olduğundan o bitkiye de benzer ancak benim gibi hodan yetiştiriyorsanız karıştırmazsınız. Ayrıca karakafes bitkisine de benzediğini söylüyorlar.
7.Tarla hazeranı (Delphinium consolida):
Beni güzelliğiyle kandıran bir yabani ot daha… Yükseltilmiş sebze yatağımda erken ilkbahardan itibaren bir bitki sonra iki bitki sonra bir demet bitki şeklinde büyümeye başlamışlardı. Büyüdükleri alana doğrudan toprağa ektiğim tohumlar da vardı. Bu sebeple bilemedim tabii önceden tanımadığım için… Derken çiçek açmaya başladılar, o kadar güzel renkleri vardı ki büyümlerine izin verdim. Sonra ne mi oldu? O alana ektiğim tohumlardan filizler çıkmadığı gibi yakındaki sebzeler de zarar gördü. Sonra o bitkileri söktüm. Söktüm ama yine de içim acıyordu doğrusu…
Ne olursa olsun bu bitkiyle mücadele önemli çünkü tohumları da dahil olmak üzere bitki zehirli bir bitki.
8.Ballıbaba otu (Lamium purpureum) :
Verimli topraklarda yetişen çok yıllık bir ottur. elle mücadele edilmelidir. Bir miktar zehirli olsa da bazı kaynaklarda şifalı bitki kategorisine de girmektedir. Bilmadiğiniz bir otu kullanmak istediğinizde o ot hakkında çok detaylı bigi edinmenizi tavsiye ederim.
Bu bitki de sebze yatağımda çıkmıştı ve zehirli olduğunu okuyunca hemen mücadele etmiştim. Bazı kaynaklarda ise az miktarının çok şifalı olduğunu okudum ancak “az miktar” ölçüsünün ne olduğunu öğrenemediğim için hiç denemedim. Bu bitkinin tohumları bahçeye toprak ya da gübre ile taşınabiliyor maalesef…
8.Yoğurt otu (Galium spurium):
Daha çok bahçe sınırlarında, çalıların dibinde ortaya çıkıyorlar. Benim bahçemde güneş gören bahçe sınırlarında, bir kaç kayrak taşı arasında ve gül diplerinde ortaya çıkıyor. Tutucu ve tırmanıcı bir ot. Tişörtünüze tutup bıraktığınızda düşmüyorsa bilin ki o büyük ihtimalle yoğurt otudur (yaprak şekline de bakın). Eskiden bazı insanlar yoğurt ve peynir yapımında kullandıkları için bu adı almış.
Tek yıllık bir ot ancak tohumlarını olduğu yere döktüğü için her sene çoğalarak yeniden çıkıyorlar. Bu sebeple tohum oluşturmasına izin vermemek gerekir. Özellikle buğday tarlalarında ortaya çıkıyorlarmış ve tam buğday hasatı zamanı yoğurt otunun da tohumlarının olgunlaştığı bir dönem olduğu için tarlaya yönelik büyük bir tehdit oluşturuyormuş. gerçekten doğanın işleyişi inanılmaz öyle değil mi?
Bir tavsiye olmamakla birlikte geçen sene, iki avuç dolusu topladığımız yoğurt otunu güzelce yıkayıp bir sürahiye sıkıştırarak doldurup üzerine su ekleyip sıcak günlerde serinletici, ferahlatıcı bir tonik gibi içebileceğimizi söyleyen bir tarif okumuş ve denemiştim. Meraklı olduğumdan ve tabii ki önce azıcık deneyip herhangi bir alerji oluşturmadığını gördüğümden bunu deneyebildim ancak herkes kendini ölçüp biçip öyle denemelidir. En azından “eskiler yoğurt yapımında kullandıklarına göre zehirli değildir” den yola çıkmıştım ben:)
Bahçemizdeki yabani otları tanıyalım-2 yazımı buradan okuyabilirsin.
Bahçemizdeki yabani otları tanıyalım-1 yazımı buradan okuyabilirsin.
KAYNAKÇA