Yılın ilk çıkan taze barbunyasını almak benim için çok önemli nedense…Daha pazarda ya da markette ilk gördüğümde içimi bir neşe kaplıyor. Bir an önce alıp eve gidip hemen ayıklayıp hemen pişirmek istiyorum. Soğanın, havuçların ve patateslerin kabuklarını soyup soğanı incecik, patates ve havuçları ise küp küp doğrayıp güzelim zeytinyağından döktüğüm tencerede biraz sotelerken süzgeçte suyu süzülen taze barbunyaları da üstüne eklediğimi düşünmek yaz sıcaklığını içimde hissettiriyor doğrusu. Hele yeni yeni lezzetlenip çoğalan taze domatesleri de küp küp doğrayıp, çay kaşığının ucuyla toz şekeri ve tuzunu da ekleyip barbunyaların üstüne döküp yemeğin pişmesini beklerken, pişen barbunyanın lezzetini arş-ı alâya taşıyacak olan taze maydanozdan da bir tutam doğrarsam sofra hazır demektir bence…
Tertemiz güzel bir sofra kurulduktan ekşi maya ekmekler tost makinesinde kızarmışla kızarmamış arasında ısıtıldıktan sonra ılımış olan zeytinyağlı barbunyadan yemek, başlı başına bir şölen havasıdır. Yıllarca sofralarda “ana yemeğin yanındaki zeytinyağlı” şeklinde olan sunumu bana hep haksızlık gibi gelmiştir. Zira zeytinyağlı barbunya oldukça ağır başlı bir yemektir. Yaz kış demeden ziyafet sofralarını süsler ama yeri geldiğinde bir ziyafet sofrasının ana yemeği olmalıdır.
Haziran ayının sonunda pişen bir zeytinyağlı taze barbunya ve ekşi mayalı ekmekler sofranın ortasında yerini alırken etrafında birbirine sevgiyle bağlı aile bireyleri oturmalı, yaz mevsiminin gelişini şen kahkahalar ve sıcacık sohbetlerle bir de böyle kutlamalıdır.
Bir yanıt yazın