“Kış geliyor…” cümlesi akla düştüğünde ya da seslendirildiğinde genellikle bir telaş hissi yaratır insanda…Sanki yapılacaklar listesi çok uzun ve bazıları hiç yetişmeyecek gibidir…Bu duygu sadece günümüz dünyasında yaşayan insanlara ait değil… Yüzyıllar öncesinden beri hissedilen bir duygudur. Değişen ve giderek sertleşen hava koşulları insanları bir anda çaresiz bırakıverir. Soğuk kış günleri nasıl atlatılacak? Isınmak için yeterli yakacak var mı? Beslenmek için yeterli yiyecek kaynakları var mı? Bitkiler ve hayvanlar ne olacak? gibi sorular uzar gider…Günümüz dünyasında ise mevsimin dışındaki tüm sebze, meyve ve ürünlere ulaşma imkânı çok geniştir (…maalesef bence bu erişilebilirliğin pek çok olumsuz yönü de var…). Buna rağmen her şeyin mevsiminde tüketilmesi hem ürünlerin yetiştiği toprak hem de insanlar için en sağlıklı durumdur. Dolayısıyla mevsiminde yetişen sebze ve meyveleri tüketen, turfandanın ne demek olduğunu bilen bizleri de sebze ve meyvenin en bol olduğu zamanlarda kışlık hazırlama telaşı sarar…
Farkedileceği üzere kışlık hazırlarız hep değil mi yazlık ya da baharlık değildir o…Biz kışlık hazırlayanlar biliriz ki yaz mevsiminde yetişen domateslerin lezzeti asla serada her mevsim yetişen domateslerde olamaz. Ayrıca aynı vitamin ve mineral gücüne de sahip değildirler. Bu sebeple yaz mevsiminde domatesin en güzel ve en ekonomik olduğu zamanında kışlık domatesler hazırlanır. Diğer sebzeleri de kış mevsiminde hem bolca olan sebzeleri ziyan etmemek hem de bize kolaylık olması açısından dondurur, konserve yapar, turşu kurar ve kuruturuz.

Kışlık hazırlamak gibi mutfak işlerinin dışında da kışa hazırlanmak gereken başka işler vardır: Havalar soğumadan önce boya, badana, bahçede toparlama, çatıdaki yağmur suyu kanallarının temizlenmesi, aşırı yağışlarda evin etrafında su birikmemesi adına her tür su bağlantısının ve su giderlerin kontrol edilmesi gerekir.
Tüm bunlar sadece kaynakların kısıtlanmasına değil hava koşullarının da giderek sertleşmesi yani soğuması, yağışlı olması sebebiyle iş yapma enerjisinin ve imkânlarının kısıtlanmasına bağlanabilir. Artık herkes iç mekânlardaki işlere yoğunlaşır. Korunaklı, güvenli, sıcak ortamlarda çalışmak zamanı gelmiştir.
Açıkçası ben ilkbahar, yaz mevsimlerini çok, sonbaharı biraz az, kış mevsimini en az seviyorum. Elbetteki hepsinin yeri ayrı, Dünyamız için farklı farklı yararları var, bunları biliyorum. Kar yağdığı zaman ki romantik havayı da seviyorum. Ancak karlar erirken yollardaki çamurlu görüntüden, sürekli kirlenen arabayı yıkatmaktan, yıkanıp kapı aralıkları donan araba sorunlarından en önemlisi sabahları araba camının buzunu kazımaktan hoşlanmıyorum. Kendini en iyi hissetmekten bahsediyorsak dediğim gibi en çok ilkbahar ve sonbaharda kendimi iyi hissediyorum. Ayrıca kış gelince hava erken kararıyor, geç aydınlanıyor ve hep iç mekâna kapalı kalıyoruz, enerjimiz de daha düşük oluyor.
Havaların soğuması, yağışların başlamasıyla beraber dilimize “kış geldi” cümlesi düşüyor da gerçek anlamda kış ne zaman geliyor acaba?
Kuzey yarımkürenin en az Güneş ışını aldığı 21 Aralık günü en uzun gece yaşanıyor ya işte o zaman artık kış gelmiş oluyor. Ne zamana kadar sürüyor bu durum 21 Haziran’da en uzun gün yaşanana kadar sürüyor.
Bilindiği gibi Dünyamız eliptik bir yörüngede dolaşıyor. Burada Kepler’i ve Kepler Kanunlarını anmazsam olmaz:)

Kepler’in birinci kanunu:
Gezegenler odak noktalarının birinde Güneş olan eliptik bir yörüngede dolanırlar.
Kepler’in ikinci kanunu:
Odak noktasının birinde Güneş olan gezegenler eşit zaman aralıklarında eşit alanlar tararlar.
Kepler’in üçüncü kanunu:
Bir gezegenin periyodunun karesi gezenin yörüngesi olan elipsin ana eksenin uzunluğunun küpü ile doğru orantılıdır.
Kepler kanunlarını kısaca andıktan sonra gelelim konumuza. Dünyamız da eliptik yörüngede Güneş’in etrafında dolanırken bazen Güneş’e daha yakın konuma bazen de daha uzak konuma gelir, doğal olarak…Mevsimler de bu şekilde oluşmaktadır. Biz Kuzey yarımkürede yaşayanlar için,
Güneş’e en yakın olduğumuz zaman 21 Haziran- 23 Eylül arası Yaz,
23 Eylül- 21 Aralık arası Sonbahar,
Güneş’e en uzak olduğumuz 21 Aralık- 21 Mart arası Kış ve
21 Mart- 21 Haziran arası da İlkbahar mevsimi olarak adlandırılır.
Özel olarak da gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart İlkbahar Ekinoksu, 23 Eylül de Sonbahar Ekinoksu adını almaktadır.
Tabii ki mevsim geçişleri dediğimiz günler de var. Hiçbir mevsim bıçakla kesilmiş gibi başlamıyor. Kış mevsiminden yaza doğru hava yavaş yavaş ısınıp doğa uyanıyor. Yaz mevsiminden kışa doğru da hava soğumaya başlarken doğa da uyumaya başlıyor.
Güney yarımkürede bu zaman aralıkları nasıl derseniz yukarıdaki tarihlere denk gelen mevsim adlarını karşılıklı yer değiştirebilirsiniz (ilkbahar-sonbahar, yaz-kış).
Velhasıl bugün itibariyle resmî olarak kıştan bahsedebiliriz. Elbette kışın da bahçede yapacağımız işlerimiz olacak. Ancak kış geldiğinde en çok içerde planlama ile uğraşacağız. Bahçemizi planlama, bir yılın muhakemesini yapma, gelecek 2024 yılı için planlamalar yapma, hayal kurma zamanı gelmiştir. Sıcacık bir bardak çay içebileceğimiz, hayallerimizi paylaşabileceğimiz, doğru ve yanlışlarımızın en azından bir kısmını paylaşabileceğimiz arkadaşlarımız ve dostlarımız varsa da ne mutlu bize değil mi?
NOT: Görsellerimi Canva’da hazırladım. Reklam değil tabii ki paramı verip abone oluyorum. Sadece kendime not olsun diye yazıyorum:)
Bir yanıt yazın