
Ne güzel şarkısı vardır Barış Manço’nun “…nane limon kabuğu bir güzel kaynasın aman…” ve evet gerçekten mideniz bulanıyorsa bu çay çok iyi gelir. Tabii çocuklarım çok küçükken düşüncesi tuhaf geliyordu onlara ve içmek istemiyorlardı. Büyüyünce de çok tercih etmeseler de gerekiyorsa içmeyi kabul edebiliyorlar. Ben de kış gününde sıcak içecek olarak tercih edebiliyorum. Önceki yazılarımdan birinde bahsetmiştim, baharat tarhımdaki Fas nanem büyüsün “mint tea” yapıp hem kendime hem de sevdiklerime ikram edeceğim. Hatta bu yaz soğuk çay olarak da deneyeceğim. Fakaat bu kış favori lezzetim bambaşkaydı,
Bizim evde limon çok tüketilir. Eşim her sabah bir limonun suyunu bir bardak suya sıkar ve içer, ben de içiyordum ancak benim midem rahatsız olunca bıraktım. Çok sağlıklı bir güne başlangıç içeceği aslında bir ara bunu da anlatırım. Bundan başka her gün salataya, bir sürahi suyun içine, gününe göre yaptığım yemeğin ya da hamur işinin içine derken günde en az iki limon kullanıyorum. Bir kaç yıldır çıkan kabukları bir kavanozun içinde suyla birlikte biriktirerek temizlik sirkesi yapıyorum. Bu sirkeyi cam silme suyuna katabiliyor, mutfak tezgâhımı ve kesme tahtalarımı dezenfekte edebiliyorum. “zero waste” yani “sıfır atık” anlayacağınız. Bu beni çok mutlu ediyor.
Yıllar önce bir yaz tatilinde, dondurulmuş yeşil limon kabuğunun yeşil salataya rendelendiğinde harika bir lezzet için iyi bir son dokunuş olduğunu öğrenmiş ve zaman zaman uygulamaya başlamıştım. Evet güzel ancak biraz meşakkatli. Buzlukta bulunduracaksın, rendelerken elin donacak ve hatta benim gibi elini rendeye kaptırıyorsan canın yanacak:)
Bu sene ise geçtiğimiz Ekim ayında Paşabahçe‘den aldığım şu gördüğünüz harika mutfak aletinin kullanışlılığı ile birlikte yeni lezzetler peşindeyim.


İnanın aldığımdan beri bu alet resmen bıçaklarımla birlikte sürekli elimin altında. Ne mi yapıyorum? Anlatayım:

Yukarıda anlattığım gibi gerek yeşil (lime) gerekse sarı kabuklu çok limon tüketiyoruz. Ben de her gün sıktığım her limon kabuğunu, bu aletin görseldeki üst kısmını kullanarak, bir cam tabağın içine rendeliyorum. Neredeyse akşama kuruyor, tabi kalırsa:)
Yaptığım tüm salatalara, et yemeklerine, çorbalara, sebze yemeklerine, pilav çeşitlerine ve bitki çaylarına tutam tutam kullanıyorum. Kullanmadığım gün olursa iyice kuruduktan sonra kavanoza dolduruyorum. Geçen gün bir kuru soğan ile kavurduğum ıspanağa katıp onunla da omlet yapıp o güzelim fresh limon tadını alınca “pes” dedim. Her şeye bu kadar güzel mi yakışırmış, daha önceleri nerelerdeymiş? 🙂
Üstüne üstlük limon kabuğunun insan sağlığına faydaları da say say bitmiyor. Okuduklarımdan aklımda kalanları sizinle de paylaşayım: Bağışıklık sistemini güçlendiriyor, damar sağlığına iyi geliyor, kalp rahatsızlıklarını engelleyebiliyor, kılcal damarları güçlendiriyor, kan dolaşımını düzenliyor, bazı enfeksiyonların iyileşmesini hızlandırıyor, strese iyi geliyor (elimde kalan kokusu bile rahatlatıyor), çeşitli şekillerde hazırlanan maskelerle ciltteki sivilce, leke ve kırışıklıklarla mücadeleye de iyi geliyor.

E tabii ben bununla kalır mıyım? Portakal ve mandalina kabuklarını da aynı şekilde rendeliyor ve ister o an ister kurutarak ki onlar da iki günde kuruyor, kullanıyorum. Zeytinyağlılara ve bitki çaylarına çoook yakışıyorlar. Portakal ve mandalina kabuğunun soğuk algınlığını gidermeye iyi gelmesi, bağırsak hareketlerini düzenlemeye yardımcı olması, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olması, maskelerde kullanılarak cilt sorunlarının giderilmesine yardımcı olması, diş beyazlatması yanında toprakta gübre olarak kullanılması okuyup aklımda kalan faydalarından. Bahçe toprağımda zararlıları ve kedileri uzaklaştırma konusunda da yararlanmıştım. Israrcı kedileri çok uzaklaştıramasam da :)yumuşak zararlıları bitkilerimden uzaklaştırdı ve toprağıma azot sağlayan gübre oldu. Fayda faydadır:)
Eee ne demiş atalarımız:” alet işler el öğünür” doğru demişler gerçekten. Aldığım bir alet elimi rendelemekten kurtarıp çok güzel lezzetlere ulaşmamı vee “mutfağımda sıfır atık” konusunda bir adım daha atmamı sağladı. Kuruttuğum portakal kabuklarını yazın sütlü tatlılarda, keklerde de kullanabiliyorum. Daha önce normal rende ile kurutup denediğim için gönül rahatlığıyla yazabiliyorum. Portakal ve mandalina kabuğu kurusundan bir tutamı demlerken siyah çayın içine de atabilirsiniz, güzel bir aroması oluyor.
Ayrıca kuru portakal kabuklarını ve limon kabuklarını bir kesenin içine koyup hurçların içine de koyduğunuzda, hem güve savar görevi yapıyor hem de güzel kokuyor.
Deneyin pişman olmazsınız:)
Not: İlk görseldeki sepet de Paşabahçe’den. Paşabahçe’nin benden haberi yok ama ben memnun kaldığım için paylaşıyorum. Görsel benim çekimim olup kullanmak istediğinizde bir mail ile haberdar etmeniz yeterlidir:)
Bir yanıt yazın