Şubat ayında bahçede yapılacak işler (2025)…

Yeni yılın telaşesi ve umudu içerisindeyken Şubat ayına da geldik. Güzel ülkemizin bazı yerlerinde ilkbahar gelmiş gibi oldu. Hava ılıman seyrediyor. Ankara gibi iç bölgelerde ise geçen yıllardan farklı bir şekilde geceleri eksi derecelerde soğuk, sabaha karşı çatılarda ve çimenlerde kalın bir kırağı tabakası ve gündüz on derecelere kadar çıkan bir hava durumu var. Aralık ve Ocak ayında donmayan bitkiler şimdi donuyor ama bir taraftan da çuhalar ve karanfiller çiçek açıyor. Ağaçların dallarında uyanmalar var. Biraz endişe verici görünüyor.

Bu endişeyi de bir tarafa bırakmaya çalışarak yeni sezonda hangi tohumları ekeceğim, bahçemde yeni hangi çiçekleri görmek istiyorum, elimde hangi tohumlar var ve hangi bitkileri satın almam gerek gibi soruların cevaplarını da neredeyse vermiş bitirmiş olmak üzereyim. O zaman Şubat ayında bahçede neler yapmalıyızı sıralarken ben de neler yapacağımı anlatmış olayım:

1.Günlük bahçe kontrolünü yapmak.

Yılın her zamanı en önemli işimiz bu açıkçası…Aslında yaşamın her alanında ve anında da günlük kontrol zamanın en efektif şekilde kullanılmasını sağlar. Bahçede de neler olup bittiğini anında görürsünüz. Hangi bitkinin hangi hava durumunda bahçede nasıl yaşayıp yaşayamadığını, hangi tarafta daha mutlu olduğunu, kuşların en çok ne ile beslendiğini, kedilerin hangi saatte nerelerden geçtiğini ya da nerelerde dinlendiklerini gözlemleyebilirsiniz. Sıvası çatlayan bir duvarı, kırılan bir taşı, yıkılan bir dolabı da görüp önlem alabilirsiniz. Belki de hayatınızda ilk defa gördüğünüz bir böcekle karşılaşır ve Selja Ahava’nın “Böcekleri Seven Kadın” kitabını okumaktan ne kadar memnun olduğunuzu hatırlar havanın soğukluğuna rağmen yüzünüze ve kalbinize yayılan sıcaklığın tadını çıkarırsınız.

2.İç mekânda tohum ekmek.

Bu konu kafa karıştırıcı gibi görünsede değil aslında. Yaşadığınız bölgenin hangi iklim kuşağında olduğunu bilmek bu karışıklığı giderir. Yıllar içinde bu konuda daha netim artık. Havanın ılıdığını görür görmez tohum ekme telaşına düşmüyorum. Her şekilde benim yaşadığım yer için tohumları iç mekânda başlatmanın en uygun zamanı Mart ayı oluyor. İç mekânda saksıda salata sebzelerimi yetiştirirm diyorsanız bu da sizin bileceğiniz iş tabii ki…

3.Planlama ve hazırlık yapmak.

Hem iç mekânda hem dış ortamda tohum ekmek için önceden planlı olmanın pek çok faydası vardır. İlki bahçede tasarruflu olmaktır. Her bitkinin yaprağına sevgiyle bakanlar her bitkiyi de yetiştirmek isterler maalesef…Yetişmeyince de hem manen üzüntülü hem de madden kaybetmiş olurlar. Ben de yaşadığım için biliyorum. Bu sebeple plan yapmak, hazırlanmak iyidir çünkü yine de kendimizi tutamayıp “…ama belki benim bahçemde yetişir, kim bilir…” diyerek bir iki tamam tamam üç dört tane çiçeğini sevdiğimiz bitkilerden alacağız, alacağız da kendimizi kaptırıp gitmeyiz en azından:)…

Saksılar ve viyolleri kışa girerken temizledik ancak kış boyunca yeniden kirlendilerse temizleyip bir kutunun, dolabın içine kaldıralım. Bahçe toprağı, vermikülit, torf, perlit, dere kumu gibi malzemeleri de hazırlayalım. İç mekândaki saksıların saksı ve toprak değişim zamanı da geliyor çünkü…Bunların yanında sebze yataklarımıza kış boyunca organik malzemelerden eklemeye devam etmiştik. Üstünede azalan, çöken yerler varsa toprak ile takviye edelim. Onbeş günde bir odun külü de serpelim ki erken ilkbaharda salyangozlar bahçemizi basmasın:)

Yeni sebze yatağı yapacaksak yerini ve iç malzemelerini hazır edelim. Yeni ağaç, çalı dikeceksek artık elimizi çabuk tutalım çünkü gövdeye su yürümeden dikersek kökler toprağa daha iyi tutunuyor. Damlama sulama sistemi çekeceksek yavaş yavaş onun yerini planlayalım.

4.Organik madde biriktirmeye devam etmek.

Odun külü, yumurta, soğan ve meyve kabukları, süt ürünleri artıklarını hem bahçe toprağına karıştırmaya hem de evde biriktirmeye devam edelim. Toprağımızı zenginleştirmek için oldukça iyi gübre elemanlarıdır bu malzemeler. Ayrıca odun külü pek çok zararlı için de koruyucudur.

5.Alınacakları sipariş etmek.

İlkbaharda açan soğanlı bitkiler için son şanslı zamanlar (soğuklandıklarında daha iyi açtıklarından genellikle kasım, aralık, ocak gibi dikmek gerekiyor). Güzel hatun çiçeği, gün güzeli, iris, süsen soğanları hâlâ dikilebilir. Ben bu sene çok yeni bir gün güzeli çeşidini bahçeme ekleyeceğim için çok heyecanlıyım mesela ki adını çiçek açtığında yazacağım:)

Bu ayda kırılan, bozulan bahçe malzemelerimizi örneğin kürek, tırmık, budama makası, kova, hortum, bitki destek çubukları, bağlama ipi, merdiven gibi malzemeleri sipariş edersek uygun fiyattan alabiliriz. Ayrıca sezonda yeni bitkiler, çim ekimi, boya badana gibi işler için yeni masraflar ekleneceğinden aylara göre harcamayı bölmüş oluruz, tavsiye ederim.

6.Araştırmak, okumak, hayal kurmak, umut etmek.

Başlıkta saydıklarım zamansız kelimeler. Bunun yanısıra ilkbahara çok yakıştırdığım kelimeler. Hele de demli bir bardak çayı, kallavî bir fincan kahveyi içebilmenin eşsiz bir nimet olduğunu düşününce (yanında belki bir dilim kek ile) eldeki bir kitabın yapraklarının bir bir merakla açılması düşüncesi bile içimde çiçeklerin açmasına yetebiliyor. Bu duyguya her zaman sahip çıkmak gerekiyor. Bu şekilde acılarımızın üstesinden gelebilir, sevinçlerimizi çoğaltabilir, mutluluğumuzu paylaşmayın diyenlere inatla daha çok insanla paylaşabiliriz. Kadim bilgilerle yolumuzu aydınlatabiliriz. Bu noktada biyodinamik tarım ile ilgili yazdığım yazımı hatırlatmak isterim. Ne demiş atalarımız: “Kesme odunu ay büyürken, kırkma koyunu ay küçülürken.”… Örneğin bu yıl için 12, 13, 14 Şubatta yani dolunay günlerinde budama yapmayalım ağaçlar küser, çürür. 15 Şubat’tan 25 Şubat’a kadar ise kurallarına uygun bir şekilde budama yapabiliriz. Ay takvimine göre yeni ay, büyüyen ay günlerinde tohum ekmek, aşı yapmak gibi işler eski ay, küçülen ay günlerinde de budama yapmak, çim biçmek gibi işler oldukça iyi sonuçlar veriyor.

7.Her daim hava durumunu takip etmek.

Ay takvimi, biyodinamik tarım derken eski ama eskimeyen tabirlerden birinden daha bahsetmek istiyorum.

Aralık ayının 21’inde başlayıp 30 Ocak’da zemheri soğukları ya da erbain günleri adı verilerek anılan çok soğuk günler, karakış sona erdi. İlginçtir ki bu süre zarfında bir kere kar yağdı Ankara’ya…Şimdi ise 50 gün sürecek olan hamsin günleri başlıyor. Çok soğuk günler, yer yer esen toz içerikli ılık rüzgârlarla yerini soğuk günlere bırakıyor.

İster işe gidip gelirken, ister balkonda çamaşır asarken, ister bir kafenin önünde çay-kahve içerken isterse de bahçede donan bitkileri sökerken olsun, her şekilde açık havada olmanın kıymetini bileceğimiz günlerimiz olsun…

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir