Serbest Konulu Yazılarım - Yaşam

Yavaş yaşam hareketi ve getirdiği sakinlik…

Hatırlar mısınız Brain Rot, 2024 yılının kelimesi adında bir yazımı paylaşmıştım blogumda. Oxford University Press’in Ekim ayında yayınlanan yazısında Brain rot yani Beyin Çürümesi şu şekilde tanımlanmış: Beyin çürümesi“özellikle önemsiz veya zorlayıcı olmayan materyalin (şimdi özellikle çevrimiçi içerik) aşırı tüketiminin sonucu olarak görülen, bir kişinin zihinsel veya entelektüel durumunun varsayılan bozulması” .

O yazıda, insanlığın var oluşundan bu yana her çağa kendi zamanına ait sorunlara karşı nasıl çözüm aradığını gösteren örneklerden birini, beyin çürümesi kavramının ilk kez kullanıldığı bir örneği paylaşmıştım ki şöyleydi:

1854 yılında Amerikalı yazar ve filozof Henry Thoreau, Walden ya da Ormanda Yaşam adını verdiği bir kitap yazmış. Bu kitapta da toplumun birden fazla şekilde yorumlanabilen ya da karmaşık olan fikirleri basit olanlar lehine değersizleştirme eğilimini eleştirmiş ve bunu da zihinsel ve entellektüel çabada genel bir düşüşün göstergesi olarak gördüğünü yazmış ve sormuş: “…patates çürüklüğü tedavi edilmeye çalışılıyorken beyin çürümesini kimse tedavi etmeye çalışmayacak mı?..”.

Neden tekrar bunları anlattım? Çünkü birçok yönden işlerimizi kolaylaştıran internet, süper hızlı ve süper donanımlı bilgisayarlar, akıllı telefonlar, yapay zekâ gibi araçlar yaşam tarzımızı da çok değiştirdi. Sürekli çevrimiçi yaşıyor, yaşamayanları yadırgıyor ve hızlı bir şekilde içerik tüketiyoruz. Yanı sıra yediğimiz, içtiğimiz, giyindiğimiz kuşandığımız şeyler de hızlı tüketime tabii oldu ve bunu, yaşadığımız son derece hızlı çağda son derece normal görmeye başladık. Bu durumda ise akıntıya kapılmadan, vereceğimiz kararları çok dikkatli bir şekilde vermek çok önemli bir hâle geldi. Tabii ki çağın gereklerine uyum sağlayacak ilerlemeye katkıda bulunmaya devam edeceğiz ancak kendimizi biraz korumaya almazsak kendi soyumuzu sağlıklı bir şekilde geleceğe taşıyamayabiliriz.

O halde Yavaş Yaşam kavramıyla tanışmanın zamanı geldi.

  • Beynimizin güncellemeye ihtiyacı var mı?
  • Yavaş yaşam ne demektir?
  • Yavaş yaşam hakkında yanlış anlaşılan şeyler nelerdir?
  • Yavaş yaşam kavramı ne zamandan beri var?
  • Daha yavaş yaşamak için öneriler
  • Ben neler yapıyorum?

Acaba telefon ve bilgisayarlarımız gibi beynimizin de güncelemeye ihtiyacı var mıdır?

Beynimizin güncellemeye ihtiyacı var mı?

Farkında mısınız bilmem ama bilgisayarınıza, cep telefonunuza güncelleme geldiğinde ve o güncelleme sekmesine bastığınızda, ekranınızda açık uygulamalar varsa bile hepsini yeniden başlatıyor değil mi? Hatta tüm elektronik aletlerin sağlıklı ve uzun ömürlü kullanılabilmesi için “…arada sırada kapatıp yeniden açın…” deniliyor değil mi? Peki siz bilgisayarda çalışırken aynı anda en az beş sekmeyi açık tuttuğunuzda daha hızlı, daha başarılı ve sonuçta daha mı mutlu oluyor sanıyorsunuz? İşinizle ilgili sayfa, o işle ilintili bir başka kaynak sayfa ya da sayfalar, bir yemek tarifi sayfası, bir hobi sayfası, bir alışveriş sayfası…Hep birşeylere yetişme kaygısı, stres kaynağı…Sanki hayatın olağan akışı gibi değil mi? Peki, sizin de beyninizin güncellemeye ihtiyacı olduğunu hiç düşündünüz mü?

Bilgisayarımızda açık tuttuğumuz sekmeler, telefonumuzda açık bıraktığımız uygulamalar beynimizde de açık bir şekilde duruyorlar ve üstüne kişisel düşüncelerimize, ailemize, çocuklarımıza, arkadaşlarımıza ait sekmeler de açık. Evet dünyanın en gelişmiş işlemcisine sahibiz yani insan beynine…Ancak arada sırada onu da güncellemeli ve yeniden başlatmalı yani biraz yavaşlatmalıyız ki beyin çürümesi yaşanmadan, sağlıklı bir şekilde yaşamımızı sürdürebilelim.


Yavaş yaşam kavramını inceleyelim…

Yavaş yaşam ne demektir?

Değer yargılarımız ışığında yaşamımızı daha anlamlı ve daha bilinçli bir şekilde inşa etme zihniyetinde olmak demektir.

Yavaş yaşam, yaptığımız her işi doğru hızda yapmak tüm önemli işlerimize gerektiği kadar zaman ayırmak demektir.

Önemli işlerimize ayırdığımız zamanları “…ama çok önemli…” diyerek gereksiz artırmak yerine biraz yavaşlayarak sahip olduğumuz değerlerin farkına varıp onları bilinçli bir şekilde hayatımızın merkezine alıp bilinçli kararlarla hareket etmemiz demektir yavaş yaşam…

Yavaş yaşam sürekli meşgul olmak ya da meşgul görünmenin önemli ve başarılı bir birey olmakla eş anlamlı olmadığını anlamaktır. Hız yaparken farkedemediğimiz önemli işlerimizin ne kadar önemli olduğunu, meşguliyet yaratan her şeyin içinde hak ettiği süreyi ve enerjiyi onlar için ayırabileceğimizi anlamamız demektir.


Öncelikle bu akım hakkında yanlış anlaşılmaları giderelim!

Yavaş yaşam hakkında yanlış anlaşılanlar nelerdir?

  • Her şeyden önce yavaş yaşam asla tembelliğe övgü değildir.
  • Yavaş yaşamın, adının çağrıştırdığı uyuşukluk ya da tembellikle bir ilgisi yoktur. Açıkçası yavaş kelimesinin olumsuz kodlanmış olması özellikle de boomerlar ve biz X kuşağı için yıllarca tetikleyici bir unsur olmuş ve “yavaş” sıfatını almamak için çok uğraşmamıza sebep olmuştur. Hatta bu duygu zaman zaman Y ve Z kuşağı çocuklarımıza eleştiri okları fırlatmamıza da sebep olmuştur.
  • Yavaş yaşam, yaşantımız içindeki her şeyi salyangoz hızında yapacağımız anlamına gelmemektedir. Aksine doğru hızda ilerlememiz gerektiğidir. Manuel vites araba kullananlar daha iyi anlayacaktır ki arabanızı kullanırken her yol çeşidi için uygun bir hız, her hıza da uygun bir vites vardır. Saatte 20 km hızla giderken 5. viteste kullanamazsınız, saatte 100 km ile giderken de 2. viteste kullanamazsınız; kullanmaya kalkarsanız arabanızın motoru arıza yapar. Demek istiyorum ki işlerimizi de her görevin ve her faaliyetin gerektirdiği önceliklendirme ve zamana göre ayarlamamız ona göre vites atmamız gerekir. Sokak arasında saatte 50 km hızlı hissettirirken otoyolda saatte 100 km yavaş hissettirebilir öyle değil mi?
  • Sosyal medyada yavaş yaşamla ilgili görsel doyuruculuğu yüksek içeriklere bakarken yavaş yaşamın kırsala özgü bir anlayış olduğu gibi bir yanılsamaya da kapılmamak gerekir. Yavaş yaşam zihinsel bir maharet olup kentte ya da kırsalda yaşamakla alakası yoktur.
  • Yavaş yaşamın teknolojiyle alıp veremediği yoktur. Aksine teknolojiden en verimli şekilde faydalanmak demektir.
  • Yavaş yaşam tükenmişliğin ya da hayattan bunalmanın bir sonucu değildir. Bunların yaşanmaması için alınacak bir önlem çeşididir.


Yavaş yaşam kavramının tarihine bir göz atalım…

Yavaş yaşam kavramı ne zamandan beri var?

İtalya da 1980 li yıllarda bir fast food dükkânı açıldığında bir grup aktivist kaliteli, bölgesel ve geleneksel yemekleri ve geniş sofralarda, uzun sürelerde yeme şekillerini savunan bir hareket yarattılar.

Yıllar geçtikçe iş yapma, yemek yeme, giyinme gibi alanlarda hız artmaya başlasa da işe gereken zamanı ayırma, geniş sofralarda eş, dost aile ile uzun süreli yemekler yeme, dingin iç mekânlar, sessiz lüks akımı gibi durumlar yükselişe geçiyor. İnsanisanı (hani bilimadamı yerine biliminsanı diyoruz ya bir süredir, insanoğlu yerine ne diyeceğiz? insanevladı mı acaba? bilen varsa yazsın lütfen) bir şekilde kendini korumayı biliyor demek ki…


Ben neler yapıyorum?

Son iki yıldır gün içinde kendimi yavaşlatmak için anlar yaratmaya çalışıyorum. Eğer özel bir zaman yaratmamışsam bile kendimi, yazdıklarımı gözden geçiriyorum diye düşündüğüm ancak ekranın aynı noktasına uzun süredir bakmakta olduğumu yakaladığım an hemen bir fincan bitki çayı ya da kahve hazırlıyorum. Her neredeysem oranın dış mekânına kendimi atıp sadece etrafımı ya da uzakları seyrederek yudum yudum içmeye çalışıyorum. Duruma ve zamana göre gün içinde, belirlediğim bir süre boyunca örneğin 1 saat boyunca telefona bakmadan sadece kitap okuyor ya da ajandama yazılarımı yazıyorum. Birazdan bunun gibi örneklerden daha fazlasını vereceğim. Bu arada Dünya’nın da aynı akıma kapılmış ya da kapılmak üzere olduğunu sosyal medyada görmekten mutlu olduğumu belirtmek isterim:) Sanırım kollektif bilinç içinde, birçok insan aynı düşüncelere sahip ki yerli ve yabancı kaynaklarda benim görüşümü desteleyen pek çok içerikle karşılaşıyorum, severek okuyorum, okudukça da hem kendim başka örnekler buluyor hem de aynı kafada gördüğüm başkalarının yaptıklarından kendime yeni ilhamlar buluyorum.

Daha yavaş yaşamak için öneriler:

  1. Öncelikle yavaş yaşama adım atmanıza sebebiyet verecek değerler zincirinizi düşünüp yazabilirsiniz. Bunları bulmak için:
  • Gün içinde en çok hangi konuya enerji harcıyorsunuz?
  • Sizin için kim ya da hangi durum daha önemli?
  • Gün bittiğinde neyi yapmadığınıza pişman olursunuz? Sorularına cevap arayabilirsiniz.

2. Sizden istenen her şeye “tamam, olur” demeyi bırakabilirsiniz.

3. İşlerinize dürüstçe yeterli miktarda zaman ayırabilirsiniz.

4. Yaşadığınız yerde, çalışma alanınızda sadeleştirmeler yapabilirsiniz.

5. Kullandığınız malzemelerin faydalarını düşünerek yemek yapabilirsiniz.

6. Nefesinizi düzenleyebilir, meditasyon yapabilirsiniz.

7. Bir arkadaşınıza, akrabanıza kartpostal atabilirsiniz.

8. Günlük tutabilirsiniz.

9. Meditatif, yaratıcı egzersizlerle dolu bir günlük, ajanda tutabilirsiniz.

10. Aceleye getirmeden banyo yapabilirsiniz.

11. Her gün belirli bir sayfa okuma alışkanlığı oluşturabilirsiniz.

12. Okuma alışkanlığınızı canlı tutmak için okuma günlüğü tutabilirsiniz, alarm kurabilirsiniz, süre tutabilirsiniz…)

13. Egzersiz yapabilirsiniz.

14. Ellerinizi kullanarak yaratıcı işler yapabilirsiniz (seramik, ahşap, resim, örgü gibi).

15. Evde, balkonda, bahçede bitki yetiştirebilirsiniz.

16. Doğa günlüğü tutabilirsiniz.

17. Değişen mevsime göre evinizde, yemeklerinizde konsept oluşturabilirsiniz.

18. Her gün en az bir kişiyi arayıp hal hatır sorabilirsiniz.

19. Gün içinde bir insana ya da bir hayvana iyilik (gülümsemek de dahil) yapabilirsiniz.

20. Yemek yerken lokmaları yavaş çiğneyip besinlerin nereden geldiğini, gelene kadar hangi aşamalardan geçtiğini düşünerek şükür dolu bir şekilde yemeğin farkına varabilir ya da sevdiklerinizle yemek yerken pozitif konulardan bahsederek yemeği daha zevkli bir hale getirebilirsiniz.

21. Mevsime uygun beslenmeye özen gösterebilirsiniz.

22. Kullandığınız eşyaların yaşanmışlıklarına saygı duymayı ve kabul edip sevmeyi deneyebilir, öğrenebilirsiniz (Japoncadaki wabi- sabi kavramı gibi).

23. Yılın her anında açıkhavada keyif alacak zamanlar yaratabilirsiniz.

24. Açıkhava yürüyüşleri yapabilirsiniz.

25. Bütün bu maddelere kendi yaşamınıza göre yeni maddeler ekleyebilir, bana da “…bak bu da var…” diye yazabilirsiniz.

Ayrıca benim bir önceki yazım olan Küçük, yavaş adımlarla, sakince kışı karşılamak ve yaşamak isimli yazımı okuyabilirsiniz.


Yavaş yaşam kavramını içselleştirdiğimizde bize neler sağlar?

Sonuç:

Tüm bunların ışığında kendi zihin alanınızda yapacağınız bazı değişiklikler yaşantınızın kontrolünün hep sizde olduğunu size hatırlatacak ve hissettirecektir. Böylelikle yatağınıza yattığınızda yapmadığınız için pişman olduğunuz konuların sayısı azalacak ve zihninizde açık olan sekmeleri birer birer kapatmış olacaksınız. Bu da size daha kaliteli bir uykunun yolunu açacak ve sabah daha berrak bir zihinle yataktan kalkmaya hevesli bir şekilde uyanacaksınız. Bir bakmışsınız ki hızlı yaşadığınızı düşündüğünüz günlere göre daha verimli bir şekilde işlerinizi halletmiş olacaksınız. Bu şekilde başarı duygunuzu da tatmin etmiş olacaksınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir