Eveet hem düşündürücü hem eğlendirici günler geldi. Ocak ayının üçüncü haftasına başladığımıza göre artık elimizde olan tohumlara bakıp bir sayım yapmak gerek. Bu sene yetiştirmek istediğimiz, geçen sene yetiştirip çok beğendiğimiz ve yetiştiremeyip “…bu sefer olacak.” dediğimiz tohumları gözden geçirmemiz gerekir. Böylece 2021 yılında hangi çiçekleri, hangi sebzeleri ve hangi baharatları yetiştirmek istiyorsak ona göre plan yapabiliriz. Elimizde olmayan ve bu senenin dünya genelinde kent bahçecilerinin yetiştirdiği bizim de yetiştirmek istediğimiz tohumları belirleyip sipariş verebiliriz. Evet evet yanlış duymadınız. Farklı bir moda anlayışından bahsediyorum:)

Sebze, meyve ve çiçeklerin de bir modası var. Adı böyle konmasa da tüm dünyada bahçecilerin yeni yeni sebze, meyve ve çiçek tohum denemeleri oluyor. Burada bahsetmek istediğim yeni hibrit tohumlar değil sadece. Elde olan (atalık tohumlar da dahil) tohumların el değiştirebilmesi, takas yapılabilmesi, internetten sipariş yani dijital satış yöntemlerinin artmasıyla beraber farklı ülkelerden ya da aynı ülke içindeki farklı bölgelerden daha rahat tohum sipariş edilebilmesi ister istemez böyle bir modanın oluşmasına sebep oluyor. Moda deyince olumsuz bir algı oluşur ya bence olumsuz olmadığı gibi oldukça da olumlu ve yararlı bir durum bu. Neden mi? Bu şekilde siz de ekim dikim yaparken karşılaştığınız tüm güzellikleri ve tüm zorlukları dünya genelinde takip edebildiğiniz tüm bahçecilerle bir şekilde paylaşmış oluyorsunuz da ondan:)

Gerçek şu ki yıl 2021, sürdürülebilirlik tüm dünya için geçerli bir kavram. Bu kavramı işlevsel hâlde tutmak da hepimizin görevi. Hepimiz en iyiyi yapmayı hedeflersek dünyamızın da en iyi şekilde yaşamını sürdüreceğini umut edebiliriz. Kaynaklarımızı en ideal şekilde kullanabilmek için permakültür yaşam ve bahçecilik anlayışını benimseyebiliriz. Burada size şu etkileyici videoyu seyretmenizi tavsiye edebilirim bkz. “In the Blink of an Eye: A Sustainability Story”

Permakültür kavramından yeri geldiğince bahsedeceğimi yazmıştım daha önce. Bu çok geniş bir kavram aslında ve sadece bitki yetiştirmekle ilgili değil. Ben daha önceki yıllarda sürdürülebilirlik kavramını araştırırken zaman içinde “permakültür”, “permakültür bahçecilik” kavramlarıyla tanıştım. Hâlâ okuyorum ve ne mutlu hâlâ yeni bilgiler öğreniyorum. Uygulamak ise ayrı bir zaman ve emek istiyor. Yaptıklarınızın sonucunu görmek en az bir sezon gerektiriyor.

Permakültür bahçeciliğin içinde yer alan kardeş bitkiler (compaining plant) ekimi sebze bahçenizi hem zararlılardan tamamen doğal yollarla koruyor hem de görsel olarak zenginleştiriyor. Zaman içinde, derleye derleye uzun bir liste oluşturdum. Tabi ki bitmedi. Bilgi paylaşarak çoğaltıdığı sürece de bitmeyecek. Daha dün yeni bir yazı okudum ve orada geçen yıl sebze bahçemde sebze gruplarının (özellikle domateslerin) arasına ektiğim kadife çiçeklerini, taze soğanların arasına da serpiştirerek dikersek soğanlarımızı kurtçuklardan koruyabileceğimiz yazıyordu. Çok güzel değil mi? Diğer eşleştirmelerden de zamanla bahsederim:) Bugünlük ne yazık ki bu kadar 🙂