(Sayfamda neden olduğunu bi türlü anlayamadığım bir sorun yaşıyorum. Fotoğraflarımı yükleyemiyorum. Şimdilik bu şekilde paylaşayım. Sonra güncellerim artık.)
Sanıyorum olanı olduğu gibi kabullenmekte zorluk yaşıyoruz. Oysa bahçe işleriyle uğraşmak bu konuda insanı oldukça terbiye ediyor. Ne mi demek istiyorum? Bu yıl Nisan ayı nasıl geldi anlamadım. Genelde Şubat ayı geldiğinde bir heyecan başlar bende, “…bahar geliyor, yaşasın…”. Bu sene ise burada kar yağışı olmaması sebebiyle sanırım, soğuklara rağmen alışılagelen kış havası yaşanmadığından kış mevsimini anlayamadım. Belki de artık annemin hayatta olmayışı bana farklı bir kış havası yaşattı, bilemiyorum. Dolayısıyla ilk güneşli baharı anımsatan havalarla karşılaştığımda heyecanlanmak yerine “…dur daha bahar havasına geçemezsin hemen, ya karakış geliverirse…” cümlesi içimde çınladı, gülümseyemedim. Olan güzelliklere haksızlık etmek istemediğimden de zoraki gülümsemeye çalıştım. Sonra soğuk ve yağışlı havalar oldu. Sonra tekrar ılıman havalar, cemreler düştü. Ağaçlar yapraklarına, çiçeklerine gebe kalmaya başladılar. Bahar çiçekleri toprak üstünde görünmeye başladılar. Kuşlar cıvıldamalarını artırırken kediler yemeden içmeden kesilip sokaklarda koşuşturmaya başladılar. Bütün emareler vardı ve ekinoksla beraber sanki durdurulamaz bir şekilde doğa hızlandı.
Tabii ki çiçek açan ağaçlar, sümbüller, nergisler, çuhalar, papatyalar, havadaki mis gibi koku beni benden alıyor çok mutlu ediyor. Bu sabah bir daha farkettim ki esasında kaygılanıyorum. Kaygı da beni çocuksu mutluluğun kollarına atılmaktan alıkoyuyor. Acaba bundan sonra hava dramatik bir şekilde soğur mu? Son don olayları geçtiğimiz yıllarda Mayıs’ın ikinci haftasına kadar ara ara yaşanabiliyordu, bu yıl nasıl olacak acaba? gibi sorular benim kaygı halimi tetikliyor. Baksanıza bu başlıktaki yazımı 2 Nisan olmasına rağmen yazamadım ve yayınlayamadım. Bu sabah ise kendime yine yeniden dedim ki: “…kaygılanmayı tamamen bırakamasanda olabildiğince azalt, artık biraz da gelişine yaşamayı öğrenmelisin, bugün sıcak ve tişört mü giyiyorsun, bahçeni sulamak gerektiğini mi düşünüyorsun? yap bunları. Yarın soğuk olursa yapabileceklerini elinden geldiğince yaparsın. Elinde olmayan durumlar da elinde değil zaten…” gibi uzayan bir düşünce silsilesi ile kendimle hasbıhal ettim. İyi geldi bakalım.
O hâlde Nisan ayında bahçede yapılacak işler nelerdi hatırlatmaya başlayalım:
1.Düzenli bahçe kontrolü yapmak.
Evet artık her sabah düzenli bahçe kontrolü yapmanın zamanı geldi. Zaten bu kontrolü yapmayı cânı gönülden isteyeceksiniz çünkü her sabah toprağın yüzeyine çıkmış yeni bir çiçek, ağacın dallarında bir kıpırdanma göreceksiniz. İlk ortaya çıkanlar da yabani otlar oluyorlar çoğu zaman. Zorlu koşullarda yaşamaya adapte olduklarından hiç nazlı olmuyorlar ve ilk toprağı azıcık ısıtan güneşli havalarda canlanmaya başlıyorlar.
Ayrıca kırılan dalları tespit etme, budanacak çalıların gözden geçirilmesi, tamir edilecek yerlerin tespiti de bu sabah kontrollerinde daha iyi belirlenebilir.
2.Yabani otlarla mücadele etmek.
Özellikle sebze ekeceğiniz alanlarda sonra çim alanlarınızda yabani otları görür görmez önlem almaya başlamak ilerisinde işlerin karışmaması için çok önemlidir.
Bence yabani otlar doğanın, toprak canlılığının yüzyıllarca devamlı olmasını sağlayan harika bitkilerdir. Ancak kontrollü olması çok önemlidir. Bu kontrolü de doğal yollardan yapmalıyız. Kesinlikle pestisitlere bahçemizde yer vermemeliyiz. Bunun için de yabani otları tanımamız gerekir. Hem doğaya hem de canlıların sağlığına faydalarını öğrendiğinizde zaten kıyamayacaksınız:) Yabani otların bir kısmını aşağıdaki yazılarımı okuyarak ve dahasını da araştırarak tanıyabilirsiniz.
Bahçemizdeki yabani otları tanıyalım 1
Bahçemizdeki yabani otları tanıyalım 2
Bahçemizdeki yabani otları tanıyalım 3
3.Sulama yapmak.
Havanın 15 derece üstüne çıktığı günlerde sulama yapmanın zamanı geldi artık. Sebze yatakları boş bile olsa toprağını nemlendirin. attığınız ve unuttuğunuz tohumlardan illa çıkacak olanlar vardır. Kış sebzelerinizden hâlâ salatalarınıza yaprak toplayacak kadar olanları ve tohuma gidenleri vardır. Bahçe sınırındaki iğne yapraklılara da artık yağan yağmurların yetmeyeceği toprak buharlaşmaları başlamıştır. Ağaçların gövdelerine su yürümeye başladığı için kökleri daha çok suya ulaşmak için çabalamaya başlamıştır.
4.Çiçek fideleri dikmek.
Kendi ektiğiniz tohumlardan ve diktiğiniz çiçek soğanlarından çiçekleriniz çıkmaya başlayana kadar fidecilerden alacağınız bazı çiçek fidelerini bahçede uygun yerlere ya da saksılara dikmek anında bahçenizdeki bahar sevincini artıracaktır. Ayrıca bu çiçeklerin bakımını yaparken henüz toprakta uyumakta olan bitkilerinizin çıkmış hâlini hayal etmek ve toprağın besin değerini artırma çalışmalarını yapmak daha kolay ve zevkli olacaktır. Zaten Nisan’ın ilk günlerinden itibaren sümbülleriniz, nergisleriniz, laleriniz açmaya başlayacaktır. Şubatta açmaya başlayan çuhalarınız daha bir canlanıp coşkuyla açmaya devam edeceklerdir. Yalnız artık çuhaları arka bahçeye, yarı gölgeye taşımanın da zamanı gelmiştir. Çuhalar serin seven çiçeklerdir. Şubatta güneşin etkisi azken tamamen güneşin altında olabilirler ancak Nisan güneşi onlar için yakıcı bir hâl alacağından serin alanlara taşımak ömürlerine ömür katacaktır. İnstagram hesabımda hatırlatıyorum burada da yazayım: Çuhalar çok yıllık çiçeklerdir. Yeter ki istediği yaşam koşullarını sağlayalım. Ben uzun yıllar tek yıllık sanmıştım ta ki dört yıl öncesine kadar, yazık. Şimdi dört yıllık çuhalarım var ve bu beni mutlu ediyor.
5.Odun külü kullanmak.
Sebze yataklarına iki hafta aralıklarla odun külü elemek hem toprağın potasyum, fosfor gibi minerallerini artıracak hem de salyangozların yerleşmesini engelleyecektir. Eğer odun külünü serptikten sonra yağmur yağarsa odun külü serme işini tekrar etmek gerekir. oldukça faydalı, sürdürülebilir bir gübreleme ve koruma sağlama işidir.
Yeni sürgün veren güllerin üstüne de akşamüstü saatlerinde odun külü elerseniz taze sürgünleri yemeye çalışan zararlılardan güllerinizi kurtaracaktır.
6.Kompost dökmek.
Hazırladığınız kompostunuzu sebze yataklarına, sınır bitkilerinizin diplerine ve güllerinizin diplerine seriniz. Sulama ile birlikte içeriğindeki zengin mineraller toprağa karışacak ve bitkilerinizi besleyecektir. Unutmayalım ki toprağımızı ne kadar beslersek orada yetişen sebzeler de o kadar besleyici ve verimli, çiçekler, yeşil bitkiler de o kadar canlı ve coşkulu olurlar.
7.Evin içinde baktığımız bazı bitkileri dışarı çıkarmak.
Sardunyaları karasal iklimde yaşayanlar olarak tüm yıl dışarıda tutamıyoruz. Sonbaharda iç mekâna alıp ilkbaharda dışarı çıkarıyoruz ki Nisan ayı bunun için ideal oluyor. Her yıl duruma göre Nisan’ın ilk ya da ikinci haftası sardunyalarımı dışarı çıkarıyorum. Artık muz ve soğan kabuklarından evde hazırladığım bitki besinleri ile sulama yapabilirim. Evin içinde maalesef ev yapımı bitki besin sularını kullanamıyorum çünkü sineklenme ya da koku yapabiliyor. Bahçede ise kesinlikle böyle bir sorun yaşanmıyor. Çiçekler de dolu dolu açıyorlar.
Bunun dışında İsveç sarmaşığı, mandaville sarmaşığı, euphorbia, Küba kekiği, küpeli gibi bitkiler de artık dışarı çıkarılabilirler.
8.Aralıklı tohum ekimi yapmak.
Sezonu biraz daha uzatabilmek için domates, salatalık, biber tohumlarından birer hafta aralıklarla ekim yapmak, kabak tohumlarını ekmek de Nisan ayının sonuna kadar yapabileceğimiz sebze tohumu ekim çalışmalarımız olabilir. Bahçemizde alanlarımız var ise kır çiçeği tohumu ekimleri de sürebilir. Akşam sefası, mehtap sefası, kına çiçeği, ayçiçeği tohumları ekmek için de uygun günler gelmiştir artık.
9.Yağmur sularını biriktirmek.
Yağmur suyu hasadı oldukça detaylı işlenmesi gereken bir konu. Bu konuyla ilgili yazımı buradan okuyabilirsiniz. Bununla beraber minimal toplama işlemini hepimiz rahatlıkla yapabiliriz. Bunun için yağmur yağdığı zamanlarda bahçede ağzı açık bir kova bulundurmamız yeterli olacaktır. Akşam yağmur yağdığı zaman sabah bir bakacaksınız ki bir kova yağmur suyu sizi bekliyor. Bu suyu ister olduğu gibi kullanın sulamada isterseniz de içine koyacağınız odun külü ile şifasını iyice artırıp organik bir gübre olarak kullanın.
Bir kova yağmur suyuna 200 gram kadar odun külünü ekliyor ve on gün kadar bekletiyorum. Kül dibine iyice çöküp kovanın üstünde duru bir su görüntüsü oluşana kadar bekletiyorum. Sonra bu duru suyu alıp ayrı bir kavanoza dolduruyorum. Bu konsantre bir sıvı gübre. 20 litrelik sulama kabına bir çay bardağı bu sıvıdan döküp seyreltme yaptıktan sonra kullanıyorum. İnanılmaz güzel bir gübre. Domates fidesi dikeceğiniz toprağa önceden bu gübreden dökünce domateste burun çürüklüğü ya da siyahlaşma gibi bir durumu kesinlikle yaşamıyorsunuz. Meyve ağaçlarının dibine de çiçeklendikten sonra bu gübreden dökerseniz daha iyi meyve tutuyorlar.
Kovanın dibindeki çamurlaşmış odun külünü de temizlik yaparken krem deterjanların yerine kullanabilir, gümüşlerinizi parlatabilirsiniz. Dedim ya odun külü sürdürülebilirlik de çok kullanışlı bir malzeme… Yağmur suyu toplamak da öyle…
10.Elbetteki bahar havasının tadını çıkarmak, gözü, gönlü, ruhu doyurmak.
Giriş yazıma dönecek olursak, Nisan baharın tam da bahar olduğu bir aydır. Olabildiğince tadını çıkarmalı, gerek işte, gerek evde ve gerekse de bahçede yaptığımız yorucu işlerin bizi bunaltmasına engel olmalı, ne kadar güzel sonuçlar elde edeceğimizi düşünerek tadını çıkarmalıyız. Havadaki o mis gibi erik, badem çiçeklerinin kokusunu içimize çekmeli, o kokuların arasında kitabımızı okumalı, yazılarımızı yazmalı, düşünmeli ve hayaller kurmalıyız. Enerjimizi düşüren her tür düşünceden, kişiden, olaylardan, ortamlardan mümkünse hızlıca uzaklaşmalı yaşamın bize verdiği armağanlar için bolca şükretmeliyiz. Sahip olduğumuz olumlu düşüncelerimizi, işlerimizi de mümkün olduğunca sevdiklerimize de aktarabilmenin yollarını bulmalıyız. Elbette almak istedikleri kadarını alabilirler. Fazlası için ne onları ne de kendimizi yormanın da bir alemi olmadığını idrak etmeliyiz.
Herkese mutlu, huzurlu, harika bir bahçe, balkon sezonu diliyorum.