Evimin bahçesinde kışın da bazı sebzelerimi yetiştirmek istiyordum. Ayrıca toprağa dikeceğim bazı sebze ya da baharatlarımı da kışın içeri almadan donmasını engellemek ve tazeliğinden faydalanmak istiyordum.
Bunun içinde evimin bahçesine yaptırdığımız yükseltilmiş yataklardan birisinde ilk kış denememi yaptım. Yatağı yaptırırken iki ucuna T şeklinde çıtalar da yaptırmış onları üstten de birleştirmiştik. Bunun iki amacı vardı: 1) Kışın politünel olarak kullanmak. 2) Yaz mevsiminde de tırmanıcı sebze ya da baharatları rahatça ipe almak.
Eylül ayında bizim “raising bed” lerimiz yapılıp yerleştirildiler. İçlerine güzel karışım bir bahçe toprağı dolduruldu. Malum başka işlerim de var. Ben zaten hemen kış gelmeden bir şeyler ekeyim diye uğraşıyorum. Denemelerim de olacak tabi “vakti geçti” denilen tohumlarımı ekip “acaba değişen iklim koşullarında yetiştirebilecek miyim?” diye görmek istiyorum. Tabii bilin bakalım kimin ya da kimlerin engeli ile karşılaştım? Tahmin edin 🙂 Evet evet tam da düşündüğünüz gibi 🙂 Kediler.
Kediler tarhımın içine girip toprağını eşelemeye bayılıyorlardı. Zaman zaman bahçeye çıkıp onları uzaklaştırmya çalışsam da çok başarılı olamıyordum her zamanki gibi:)
Kedilerden kurtarabildiğim, toprakta kalan tohumlarımın çıkışını gün gün fotoğraflamaya da çalışıyordum:
Baktım ki pek de kurtaramayacağım “politünel işine hemen girişeyim bari ” dedim. Bahçe markete gidip sera naylonu satın aldım ve tarhın üzerini kapattım. Havalar iyice soğuyuncaya kadar her gün açıp havalandırdım. Kalan tohumlarım az da olsa filizleniyorlardı. Olsun dedim kendi kendime ” Hiç olmazsa bu kışı nasıl geçirecekler bir denemiş olurum ve seneye ona göre ne ekip ne ekmemeye ve neleri ille saksıya alıp iç mekâna götüreceğime karar veririm.”
İşte yazımın en başında gördüğünüz görseldeki biberiye, geyik dili marul, mini ıspanak o zamandan bu zamana politünelde yetişebilen, donmayan ürünlerim. Havuç, çörekotu, İngiliz kekiği, tohumdan taze soğan da vardı ama henüz çok miniklerdi, toplamadım.
Topladığın bitkileri süzgece koyup yıkadıktan sonra tadına bakmak müthiş bir duygu. Tohumdan bu hâle gelmesine vesile olmak müthiş. İnanın ilk yaprağı ağzıma attığımda sanki ondan özür diler gibi yiyorum. Sonra “sen beni ve sevdiklerimi besleyeceksin” diye düşünüp çoook mutlu oluyor ve şükrediyorum.
Anlayacağınız kışlık mini seramı Ağustostan itibaren dikkatlice planlamaya şimdiden fikren hazırım. Fotoğraflama işini de iyice geliştirirsem görselleriyle birlikte adım adım burada paylaşırım.