Eylül’de serinleyen akşamlarıyla ayak seslerini duyduğumuz sonbahar mevsimi Ekim ayıyla beraber “sarı sonbahar” hâline bürünmeye başladı…
Bana da bahçedeki işlerimi yavaş yavaş tamamlarken bir yandan da sararan ve hafiften kızarmaya başlayan yaprakları doya doya seyretmek düştü…
Bahçedeki işler mi? Anlatayım:
Ekim ayında bahçede hangi işleri yapıyorum:
- Öncelikle Ekim ayının ilk haftasında yeni olgunlaşan tohumları toplayıp ayıklayıp uygun saklama koşullarında ekileceği zamana kadar muhafaza edelim,
- Sebze yatağımızdaki artık ürün vermeyen bitkilerin fidelerini söküp kompost kutumuza atalım,
- Ağaç ve ağaççıkların dibini malç ile örtelim ki azalan sulamayla beraber ağaçlarımızın kökleri nemini yitirmesin,
- Ekim ayının ortası ile beraber dikim çukuruna gübre karışımlı toprak dökerek yeni dikmek istediğimiz ya da yerini değiştireceğimiz ağaçlarımızı dikelim. Bu ayın sonunda ağaçların gövdelerinden sular çekilecek, yapraklar dökülecek ve ağaç uykuya dalacaktır. İşte bu arada kök gelişimi ve bitkinin toprağa yerleşimi devam edecektir. Bu sebeple gönül rahatlığıyla ağaçlarımızı dikelim ( tabii ki bölgemize uygun türlerden seçerek), ağaçlarımız da ilkbahara kadar yerlerine yerleşsinler,
- Ayın on beşinden sonra da tüm sınır leylandilerimizin, mazılarımızın, çam türlerinin diplerine bölgemize uygun seçtiğimiz gübreden dökerek bol sulama yapalım ve onları kışa hazırlayalım,
- Bu ayın sonuna doğru da güllerimizi budayarak ilkbahara hazırlayalım ki güllerle ilgili bir rehber çalışma hazırlıyorum onu da sayfamdan okuyabilirsiniz.
Ben bütün bu çalışmaları bahçemde yaparken dinlenme aralarında çayımı, kahvemi içerken yanın da da balkabaklı çöreklerimi ya da elmalı kurabiyelerimi yerken etrafımı seyrediyor, doğanın bize verdiklerine, bizim de onları derleyip toparlayıp organize edebilmemize mutlu olarak, şükürler ederek kocaman gülümsüyorum. Tavsiye ederim;)
NOT: Bu arada hem balkabaklı çöreğim hem de elmalı kurabiyem ve elmalı tartımın tarifi
yakında blogda burada olacak;)