(Cumhuriyet’in 100. Yıl Konserleri No:2)
Blog yazmak aslında şu anda duvarla konuşmak gibi bir şey… Yazıyorsun, yazıyorsun ama okuyan var mı bilmiyorsun. Kendi kendine konuşmak gibi…Aslında ondan daha iyi bir durum. Bir psikolog dinlemiştim televizyonda, hangi kanaldı, hangi psikologdu hatırlamıyorum ama sözü şöyleydi: “…zihninizde geviş getirmeyin, mutlaka anlatın düşüncelerinizi…” Evet çok doğru demiştim kendi kendime. Üstüne İnstagram hesabı ve blog açtım. Anlatmayı, bildiklerimi paylaşmayı da çok sevdim doğrusu…
Sevdim de işte bazen zorlanıyorum. Her neyse yazmaya başladığıma göre 12 Kasım’da Bilkent Senfoni Orkestrası’nın Atatürk Anısı’na isimli konserine gittiğimi anlatayım önce…
Bir ay öncesinden yani Ekim ayının ortalarında aldım biletimizi ve neredeyse bitmek üzereydi biletler… açıkçası bu durum beni hem üzüyor hem de mutlu ediyor. Hele konser akşamı salonu dolu görmek çok büyük bir mutluluk oluyor. 12 Kasım akşamı da hem hüzün hem de mutluluk demek oldu bizim için. !0 Kasım Atatürk’ün ölüm yıldönümüydü ve milletçe minnetle andık onu… Onu anmanın en güzel yollarından biri de çok ehemmiyet verdiği sanata dair sanatsal bir geceye dahil olmaktı şüphesiz. Biz de öyle yaptık.
Her zaman cıvıl cıvıl olan konser salonuna erken gidiyoruz biz hep neden mi? Çünkü fuayede konser başlayana kadar bir kahve içmek sanat hakkında birbirimizle ve karşılaştığımız eş dost ile sohbet etmek ruhumuza çok iyi geliyor da ondan. Birazdan konser salonunda aynı havayı soluyacak olduğumuz ve aynı zevki paylaşacak olduğumuz tanımadığımız insanlar bile arkadaşımmış gibi gelir bana ve aynı duyguyla genelde herkes birbirine gülümser, bir iki çift söz sarfeder ya işte o an ki duygular geleceğe dair karamsar olmamı engeller. İnsanlığa dair umutlarımı perçinler.
Meşhur Bilkent Senfoni Orkestrası’nın bu akşam şefi dünyaca ünlü Romain Dumas’dı. Doğrusu kendisini sahnede ilk defa izleyecektim bu da beni heyecanlandırdı. Kendisi pek çok ünlü orkestrayı yönettiği gibi ünlü bir bestekâr da…Musique Nouvelle en Liberte, Pays de Savoie Orkestrası, Bordeaux Ulusal Senfoni Orkestrası için sipariş üzerine besteler yaparken yapıtları Colonne Orkestrası, Bordeaux Ulusal Senfoni Orkestrası ve Avignon Provence Bölge Orkestrası gibi orkestralar tarafından düzenli olarak seslendiriliyor.
Romain Dumas 2022- 2023 yılındaki programlarından birinde Liege ve Toulouse’da Palazetto Bru Zane’in sahneye koyacağı Offenbach’ın “La Vie parisienne” opereti yer alıyor.
Bilkent Üniversitesi’nin eski akademisyenlerinden Mahir Cetiz’e Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümü sebebiyle yapılan konserler serisi için sipariş edilmiş olan “ithaf” adındaki eser ile konser başladı. Bu eserin bir diğer sürprizi de bu akşamki konserde ilk defa dinleyiciye sunulmuş olmasıydı. Mahir Cetiz eserini “Genel olarak ağır bir tempoda ilerleyen eser düşünceli bir atmosferde başlar ama aydınlığa ve kendi zamanının ötesine uzanan bir davranışla son bulur…” şeklinde tanımlamaya başlar ve daha detaylı anlatımını sürdürür.
Doğrusu ben önce konseri dinliyor sonra broşürden varsa eseri tanımlayan yazıları okuyorum. Böylelikle konserin bana hissettirdikleriyle yazılı olanları karşılaştırma fırsatı yaratıyorum kendime. Bir nevi oyun gibi oluyor eğlenceli ve zevkli.
İthaf adındaki harika eseri dinledikten sonra Bilkent Konser salonunun daha önce rastlamadığım teknik donanımını da görmek imkânı oldu. Konser alanının ön kısmı asansör gibi aşağı indi ve çok güzel bir piyano ile tekrar yükseldi. Sanatçılar yerlerini aldıktan sonra da Meksika ve Lübnan kökenli ünlü Fransız Piyanist Simon Ghraichy Sahneye geldi ve dışa dönük, rahat tavırlarıyla piyanosunun başına geçti. Piano Concerto in A minor Op. 16 isimli eseri harika bir şekilde icra ederken oldukça karizmatikti. Konser süresince de Romain Dumas ile birlikte birçok fotoğrafik görüntüler de verdi ancak ne yazık ki konserde fotoğraf çekemiyoruz.
Konserin üçüncü bölümünde de ünlü Amerikan besteci Samuel Barber’ın Adagio for Strings adlı eseri seslendirildi ki gerçekten etkileyiciydi.1910 doğumlu besteci çağının genel eğilimlerinin dışında kalmış ve tonaliteden hiç ayrılmamış. Eserlerindeki ifade gücü sayesinde de Amerikan müziğinde önemli bir yere sahip olmuştur.Adagio adlı bu eseri 1936’da bestelemiş ve eserin ilk seslendirilmesi NBC senfoni orkestrası tarafından ünlü şef Toscanini yönetiminde gerçekleştirilmiş. Eser melankolik atmosferi ile hafızalarda yer etmiş ve Franklin D. Roosevelt, Keneddy ve Albert Einstein’ın cenaze törenlerinde de kullanılmıştır. Adagio bu akşamın son eseri olarak icra edilirken salonda, projeksiyonla beyaz perdeye yansıtılan masmavi gözleriyle umut dağıtan Atatürk fotoğrafının görüntülenmesiyle de daha da anlamlı bir hâl almıştı bizim için…
İyi ki geldik dediğimiz, ruhumuzu güzel seslerle beslediğimiz bir akşam oldu. Teşekkür ederiz Bilkent senfoni Orkestrası’na ve tüm emeği geçenlere…