(SON 6 MADDE)
7.Etsiz günlerin sayısını artırmaya çalışın. Evet bana da eskiden alakasız görünüyordu. Ancak okudukça sebebini anlamaya başladım ve bir hafta içinde tükettiğimiz et miktarını azaltmaya başladım. Öncelikle gerçekten bir hayvanı yetiştirirken kullanılan su, elektrik, yem miktarlarını göz önüne almaya çalışarak ve daha da önemlisi bunların başına artan insan nüfusunu düşünmeyi getirerek okumalarınızı yapmaya çalışın. İşte o zaman etkili bir şekilde anlıyor insan en azından bana öyle oldu. Maalesef ki dışarıda yemek yemenin inanılmaz ölçüde artması da tüketim miktarını arttırdı. Bu üstüne binlerce makale yazılmış bir konu olduğundan daha fazla yer kaplamayayım. Et tüketmeyi tamamen bırakmak istemeyen bizler olabildiğince azaltabiliriz. Kendi zevklerimizden fedakârlık ettikçe çevremize iyiiğimiz artabiliyor sonuçta…
8.Gizli enerji kayıplarını engelleyelim. Ne kolay oluyor değil mi fişi hep prizde olan aletlerimizi hemen çalıştırıvermek? Prize takılı duran şarj aletlerine cihazımızı takıp şarj edivermek çok iyi oluyor değil mi? Ancak belki günde bir belki bir kaç günde bir yapacağımız bu davranış için kablolar prizde 24 saat takılı duruyor ve enerji harcıyor. Ne olacak ki o kadarcıktan demeyelim. Kendi evimizde, ofisimizde sahip olduğumuz, kullandığımız elektrikli cihazları düşünüp bunun milyonlarca kişide de aynı şekilde olduğunu düşünürsek Dünyamızda kullanılan pasif enerjinin büyüklüğünün ve salınan karbon gazının miktarının büyüklüğünün inanılmaz boyutta olduğunu görebiliriz. Zaten aktif olarak harcadığımız enerjiyi düşürmeye çalışırken bu pasif enerji kaybını seve seve kolaylıkla düşürebiliriz bence…Yapacağımız şey basit aslında işimiz bitince prizde kablo bırakmamak:)
9.Yeşil enerjiye geçmeye çalışalım. Mümkün olduğunca yeşil enerji kaynakları kullanmaya çalışabiliriz. En yakın örneğim geçtiğimiz yılbaşı süslemeleri ile ilgili olacak. Bu sene bahçemdeki tüm ışıklı süsleri güneş enerjisi ile çalışan ledlerden seçtim Önceki yıllardan olan elektrikli olanları (ki eskidiler zaten) kullanmadım. Evet karanlık günlerde şarj olamıyorlar. olsun, kabul etmek gerek bence. Sonuçta her yılbaşı günü için “…kar yağsa keşke…” diyoruz değil mi ama bu sene olduğu gibi hiç yağmayabiliyor:) Bahçede ki ışıklara da eğlenceli gözlerle bakabiliriz bazen yanar, bazen de yanmayabilir, tam da misafir geldiğinde yanmayabilir, olsun, dünyanın sonu değil ki ama biz enerjimizi har vurup harman savurur gibi kullanırsak dünyanın sonu olabilir! Bu minicik bir örnekti aslında, evimizin elektrik enerjisini de güneş panellerinden, rüzgâr enerjisinden, bulunulan coğrafyaya göre jeotermal kaynaklardan elde edebiliriz belki… Araştırmak gerek “…ben ne yapabilirim…” diye:)
10.Enerjiyi az kullanarak güç üreten aletler kullanalım. Evimizde kullandığımız elektrikli aletleri plus sayısı en fazla olanlardan seçmeye çalışalım (A+++ buzdolabı gibi). Yıllar geçtikçe ne mutlu ki beyaz eşyalarda bu şekilde tüketimi düşük olan eşyaların satışı teşvik edilir oldu ve yaygınlaştı. Biz de hem bu eşyalardan alarak hem de aldığımız tüm elektrikli eşyalarda bu özelliği talep ederek piyasalarda hep daha iyisinin yer almasını sağlayabiliriz.
11.Evimizdeki tüm ampulleri eko olanlar ile değiştirelim. Eğer hâlâ eski tip ampul kulanan varsa lütfen az enerji tüketip uzun süre dayanan enerji tasarruflu ampullere geçsinler artık. Görünüşte alırken pahalı gibi olan bu ampuller daha uzun süre kullanılıyorlar. Ayrıca da daha az enerji çekerek harcanan elektrik miktarınızı düşürüyorlar ve ama dünyamıza olan olumlu katkınızı artırıyorlar.
12.Sürdürülebilirliği yaşamımızın her alanına yansıtalım. Kendi bez çantamızı taşımaktan tutun da artan yemeklerimizi yeniden tasarlayıp bir sonraki gün yeniden farklı bir şekilde servis etmeye kadar pek çok şey yapabiliriz bu alanda. Yeter ki isteyelim ve üstüne kafa yoralım. Niye düşünmeyi erteliyoruz ki bu yaşamda. Elimizdeki dijital araçlara ve oradan elde ettiğimiz dopamine o kadar bağımlı hale geliyoruz ki düşünmeyi erteliyoruz. Oysa yapabileceğimiz çok şey var: Bir bahçemiz varsa yağmur suyunu biriktirecek bir düzenek kullanabiliriz, mutfaktaki organik atıklarımızla kompost yapıp yine bahçemizde kullanabiliriz, sıkıldığımız bir eşyayı hemen atmak yerine değiştirip dönüştürebiliriz ya da ihtiyacı olan bir başkası ile buluşturabiliriz.Ailemizle birlikte ya da ayrı ayrı herkes kendi odasında telefonsuz, televizyonsuz bir saat belirleyip kitap okuma saati yapmak da sürdürülebilirliğe dair bence… Hatta son yıllarda “mindfulness” saatleri öneriliyor. Örneğin yarım saat belirliyorsunuz kendinize ve o sürede hiç bir şey yapmıyor sadece etrafınıza bakarak düşünüyorsunuz. Benim jenerasyonum bunu biraz da nostaljik bularak çabuk benimsiyor ve de yapabiliyor. Ancak gençler zorlanıyorlar çünkü hep meşgul ediliyorlar dijitallerle ancak mindfulness saatini başardıklarında da çok mutlu olup gerçekten farklı bir farkındalık elde ediyorlar:)
Bana yaz deyin yazarım hiç duraksız… Burada bu yazıyı sonlandırayım en iyisi:) Belki daha sonra yine yazarım bu konuda… Hepinize bol düşünmeli, sürdürülebilir bir yeni yıl dilerim tekrar ( Ocak ayından 10 gün geçmiş olmasının farkında olarak tabii). Farklı bir madde de siz oluşturursanız yorumlardan bana da yazın lütfen.
İlk 6 maddeyi buradan okuyabilirsiniz.
Bir yanıt yazın