Sadece bizim değil Dünyadaki pek çok ülkenin ilkbaharın gelişini kutladığını biliyor muydunuz? Üstelik “cemre düşmesi” ve nevruz kutlamaları hikâyelerimize benzer hikâyeler de anlatılıyor, kutlamalar hatta festivaller düzenleniyor, yemekli şölenler düzenleniyor. Anlatılan tatlı hikâyelerde hep zorlu geçen kış koşullarından doğayla beraber çıkabilmenin mutluluğu yansıtılıyor.
Havaya, suya, toprağa düşen cemrelerin havayı, suyu ve toprağı ısıtarak canlanmalarını sağladığından ormanda gövdeleri yaralanan ağaçların gövdelerini iyileştirerek yapraklarını açmasına yardımcı olan perilere pek çok tatlı hikâyenin anlatılmasıyla insanlar neşeleniyor. Doğada daha fazla zaman geçirilecek zamanların gelmesi, kışa göre, artan bahçe işlerinin getireceği yorgunluğa rağmen sevinçle karşılanıyor.
Canlıların birbirlerine karşı olan romantik duyguları artıyor. Yine tüm canlılar da enerji ve neşeli ruh hali artıyor.
Söylenene göre yılda iki kez yani ilkbahar ve sonbahar ekinokslarında güneş tam doğudan doğuyor ve tam batıdan batıyor. Bu şekilde en net biçimde bulunduğunuz yerin tam konumunu belirleyebilirsiniz.
Ekinoks (Equinox) Latincede “eşit” anlamına karşılık geliyor. İlkbahar ve sonbahar ekinokslarında gece ile gündüz süreleri çok büyük oranda eşitleniyor. Böyle yazıyorum çünkü atmosferik kırılma sebebiyle bizim gibi dört mevsimi de yaşayan, ekvator kuşağına yakın ülkelerde birkaç dakika fazladan güneş ışığı alabiliyoruz.